Lu'lu Kung-hu ve Chao'lu Ch'i-ying aynı anda hastalandılar ve büyük Pien-ch'iao'dan yardım istediler.
M.Ö. beşinci yüzyılın ünlü hekimi
Pien-ch'iao her ikisini de iyileştirdi ve tekrar iyi olduklarında onlara, muzdarip oldukları hastalığın iç organlara dışarıdan saldıran bir hastalık olduğunu ve bu nedenle bitkisel ve mineral ilaçların uygulanmasıyla tedavi edilebileceğini söyledi. "Ancak," diye ekledi, "her biriniz aynı zamanda doğuştan gelen bir hastalığın kurbanısınız, bu hastalık bedenin kendisiyle birlikte büyümüştür. Şimdi bununla uğraşmamı ister misiniz? 'Evet' dediler; ama önce onun teşhisini duymak istediler. Pien-ch'iao Kung-hu'ya döndü. 'Zihinsel güçleriniz güçlü,' dedi, 'ama iradeniz zayıf. Bu nedenle, planlarda verimli olsan da karar verme konusunda eksiksin. Öte yandan Ch'i-ying'in zihinsel güçleri zayıf, iradesi ise güçlü. Bu nedenle öngörü eksikliği var ve hedefinin darlığı onu dezavantajlı duruma düşürüyor. Şimdi, eğer aranızda bir kalp değişimi gerçekleştirebilirsem, iyilik her ikisinde de eşit olarak dengelenecektir.
Yani, daha zayıf bir karaktere sahip olan Kung-hu daha zayıf bir beyin gücüne sahip olacak, daha güçlü bir iradeye sahip olan Ch'i-ying ise onu yönlendirmek için daha güçlü bir zihne sahip olacaktır. Her ne kadar Ch'i-ying pazarlığın en iyisine sahip olsa da yeni düzenleme altında her iki adam da her halükarda mükemmel bir şekilde dengelenmiş olacaktır. Gördüğümüz gibi kalp, zihinsel yetilerin merkezi olarak kabul edilirdi.
Pien-ch'iao böyle söyleyerek her birine ilaçlı şaraptan bir iksir verdi ve bu iksir onları üç gün süren ölüm benzeri bir transa soktu.
Anestezinin çok erken bir tarihte bilindiğine ve pratikte uygulandığına dair çarpıcı bir kanıt.