Dünya mâdem fânîdir.
Hem mâdem ömür kısadır.
Hem mâdem gayet lüzumlu vazifeler çoktur.
Hem mâdem hayat-ı ebediye burada kazanılacaktır.
Hem mâdem dünya sâhibsiz değil.
Hem mâdem şu misâfirhâne-i dünyanın gayet Hakîm ve Kerîm bir müdebbiri var.
Hem mâdem ne iyilik ve ne fenâlık, cezasız kalmayacaktır.
Hem mâdem
﴿ لَا يُكَلِّفُ اللّٰهُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا ﴾
sırrınca teklif-i mâlâyutak(kişiye taşıyabileceğinden fazla yük) yoktur.
Hem mâdem zararsız yol, zararlı yola müreccahtır.
Hem mâdem dünyevî dostlar ve rütbeler, kabir kapısına kadardır.
Elbette en bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın; âhiretini dünyaya fedâ etmesin; hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın; mâlâyanî şeylerle ömrünü telef etmesin; kendini misâfir telâkki edip misâfirhâne sâhibinin emirlerine göre hareket etsin; selâmetle kabir kapısını açıp saâdet-i ebediyeye girsin...
Mektubat