Paulo Coelho’nun Otobiyografik RomanıHippi, benim Coelho’dan okudum ilk kitap oldu. Konusunu özetlemek gerekirse, yazar hayatının 1970’lerde geçen kısmını tanrısal bakış açısı kullanan bir otobiyografik roman olarak kurgulamış. Yaşamının o safhalarından hareketle Coelho’nun da kendini içinde saydığı hippileri, 70’li yılların Amsterdam’ını ve dönemin toplumunun hippilere bakış açılarını öğrenmekle birlikte Magic Bus adlı servisten bozma otobüsle beraber Amsterdam’dan Nepal’e sihirli bir yolculuğa çıkıyoruz. Bu serüvenin duraklarından birinin İstanbul olması da cabası. Kitap bu otobüsteki birkaç hippinin hayat hikayelerine odaklanılmasıyla daha zengin bir hâl alıyor.
Şaşırtıcı bir şekilde çok kısa bir sürede hiç sıkılmadan okusam da Hippi herkese önereceğim bir kitap olmadı maalesef. Benim açımdan 1970’leri ve hippi hayatını anlamak adına faydalı olsa ve akıp gitse de hayatın anlamı ve sufilik üzerine kurulan diyaloglar ve düşünceler bana aşırı bayağı geldi. Bilmiyorum, bu belki de bir mağarada oturup veya bir sufi hocayla meditasyon yapıp düşünerek yaşamın özü gibi bir şeye erişme düşüncesinin bana sadece bir şeylerin romantize edilmesi gibi gelmesinden olabilir. Ayrıca edebi anlamda çok güçlü bir kitap olduğunu düşünmüyorum, belki çeviriden kaynaklı olabilir ama edebi olarak güzel gelmesi gereken yerler hayatla ilgili bana bayağı gelen sözler olduğu için bu anlamda eksik hissettim. Bunların dışında yine de İstanbul’u yazarın gözünden gezmek güzeldi ve bana hayatta bile olmadığım zamanların nostaljisini hissettirdi. Olumlu yorumlarımdan ve çok hızlı okunmasından yine de okumaya değer bir kitaptı ama belirttiğim gibi önerilenler listeme gireceğini sanmıyorum.
