Gönderi

Geçmişi sürekli özlemek yerine...
Dünya artık kaotik bir yer falan değil. Direkt simule edilmiş bir gerçekliğin yapay halini yaşıyoruz. İnsanlar şu soruyu sormalı kendilerine. "Geçmişle bugün arasında neden tekrar eden günler çoğaldı. Sürekli geçmiş daha iyiydi..." şeklinde sözleri tekrarlıyoruz. Maalesef; yapay bir gerçeklik var edildi. Ancak bizler bu soluk realite içinde istediğimiz gibi yaşadığımızı zannediyoruz. Kaos bile bu denli kirletemezdi, dünyamızı. Ne kalacak peki yarına bugünlerden? Değerini yitiren, basite indirgenmiş, sadece ütopik bir serap halinde geçmişin dışında. Susarak kaybettiklerimizi —samimiyetimizle kazanmalıyız. 90'larda teknoloji güzeldi. Minimal ve işi görürdü. Yenilikçiydi. Şimdi çoğu şey "kullan at" mantıksızlığından dolayı insanların hayatında bir çöp yığını gibi sırıtıyor. Şahsen bir sınır koyuyorum, ben. Olmakta zorunda. İlacın bile dozajı artırıldığında insanı zehirler ve öldürür. Yaşam, bu alanlarda heba edilmeyecek kadar değerli, diye düşünüyorum. Bir sahil fotoğrafına, videosuna bakmaktansa bir bankta sahili izlemek doğal olanıdır. Bu yapay gerçekliği artık kabul etmiyorum. Ve bir sınır koyuyorum, onunla arama. Her şeyin fazlası zararlıdır. Ve 90'lar bugünden iyiydi. Çünkü; kararında ve olması gerektiği kadardı. Kabul etmeliyiz ki; teknoloji kendini ayakta tutmak için sürekli bir şeyleri kendine göre düzenliyor. Şahsen insanların yaşamlarını sağlıklı hale getirir şekilde senkronize edildiğini düşünmüyorum. Ayrıca bazı şeyler insan yaşamında özel kalmalı. Sınırsızlık bir sınır olmamalı. Geçmişi özlemek yerine... Sağlıklı bir yaşam inşa etmek gerektiğini düşünüyorum. Mantığımızla alay eden bir teknoloji yerine iş görür, insan olduğumuzu hatırlatır, geri dönüşü olan, dünyaya zarar vermeyen bir teknoloji var olmalı, yoksa da var edilmeli bir biçimde. Az aratır, çok kudurtur, diye bir söz vardır Anadolu'da. En iyisi kararında olmasıdır, her şeyin.
·
71 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.