İnternette böyle bir yazı var,benzerlik gösteriyor....:
Bir sabah erken saatte Aristoteles, genç bilginlerle kitaplar üzerinde çalışırlarken, Phyllis onun çalışma odasının bitişiğindeki bahçeye iner. O sırada odanın penceresi açıktır. Phyllis, pencerenin karşısında bahçede dans edip şarkı söylemeye başlar. Çıplak ayakları, rüzgarda savrulan saçları ve kemeri çözülmüş geceliği ile Phyllis, Aristoteles tarafından hemen fark edilir. Aristoteles, "Aman Tanrım !" diye bir çığlık atarak gördüğü manzara karşısında çarpılır. Eros'un aşk okları, hedefini bulmuştur. Aristoteles pencereden sarkarak ona yumuşak bir şekilde sarılır ve birlikte olmayı önerir. Phyllis, bunun karşılığında ona bir koşul öne sürer. Eğer Aristoteles, kendisini bir at gibi sırtına bindirip bahçe çevresinde gezdirirse, onunla birlikte olacağı konusunda filozofa şeref sözü verir..
Bahçede bu şekilde dolaşırlarken, İskender'in dikkatini çekip penceresinden bahçeye bakması için bir işaret olarak Phyllis yüksek sesle zafer şarkısı söyler..
Yaşını başını almış ve saçları ağarmış bilge bir kişi bile aşkın gücüne karşı koyamazken, gençlik dolu ve kanı kaynayan İskender, pencereden gördüğü manzara karşısında dikkatli bir tavır takınarak duruma kızmaz. Aristoteles, İskender'in gözünde saygınlığını yitirirken, İskender, Phyllis'in kendisi için fazla bir sorun oluşturmayacağı hükmüne vararak yeniden onunla bir araya gelir..