Gönderi

112 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
BABAYLA YAŞARKEN YETİM HİSSETMEK
İnsan ailesinden beklediği desteği arkasında bulamadığında tüm dünya tarafından alkışlansa bile içinde bir eksiklik, yetersizlik hisseder. Kafka'nın yaşadığı şeyi de buna benzetiyorum. Hayatındaki baba figürü hep baskın, kontrol sahibi, kısıtlayıcı, aşağılayan, hor görücü rolleriyle karşısına çıkmış. Hayatını bütünüyle etkileyen babası ona hep derinden bir korku ve bu korkunun yanında gelen içten zorunlu bir saygıyı beraberinde getirmiş. O, ne iş yapsa beğenmeyeceğini bildiği babasına karşı kendini hep savaş halinde konumlamış. Kitabın ilk sayfalarında sürekli babasını suçlamadığını, onun masumiyetine inandığını söylese de sonraki sayfalarda anlattığı hayatının alt metni hiç de babasını masum kılar gibi görünmüyor gözüme. Kitap genel anlamda Kafka'nın kendi ve babasıyla yüzleşmesinden bahsediyor. Kafka'nın anılarındaki burukluk insana derinden bir acıma ve empati hissi yaşatıyor. Benim kitapla ilgili en çok beğendiğim üç şey var diyebilirim. Bunlar: 1-Yazısı sade ve çok akıcı. Bunun nedenini gerçek bir hayat hikayesi ve gerçek bir mektup oluşuna bağlıyorum. Böylesine basit ifadelerle bu kadar duygu derinliği ağır olan bir kitap olması onu klasikler arasında görmemizi kanıtlar nitelikte. 2- Yüksek bir gerçeklik içermesi. Özellikle çocuklar, gençler tarafından Kafka'nın yaşadıklarının pek de yabancı bulunduğunu söyleyemem. Kafka'nın davranışlarında alttan alta sürekli bir onay hissiyle yaşaması, kısıtlanmış özgürlüğün onda derin bir özgürlük tutkusuna dönüşmesi, bir yerden sonra ne yaparsa yapsın pek bir şeyin değişmeyeceğini anlayarak kendine yönelmesi gibi birçok duygu pek çoğumuzun hayatında kendine yer bulabilecek hislerden. 3-Kafka'nın içsel çatışması. Kafka her ne kadar babasına toz kondurmasa da anılarını anlatırken arkadan gelen "Baba beni neden anlamadın?" sitemi duyuluyor. Sanki Kafka kendisine ya da çocukluğuna babasını aklamaya çalışıyor fakat içten gelen travmalar onu daha da derinden sarsıyor.Kitapta bazı şeylerin çok daha farklı olabileceği vurguları da bu siteme ayrı bir etki katıyor. Bir yanda Franz'ın adeta küçüklüğünden gelen bir şikayetini okurken diğer yandan babasının azametinden(!) duyduğu o korkuyla karışık saygıyla büyüyen, gençliğini yitirmiş bir yetişkinin umutsuz şarkısını dinliyoruz. Franz'ın bu mektubu dünyadaki tüm çocuklar için biraz tanıdık biraz da acı bir eser.Her ne kadar babaların sevgisinden emin olunsa da bazen sevgi arka planda kalır ve yerini kontrolcülüğün bıraktığı korku alır. Bu korku bazen öyle bir boyuta gelir ki babaya karşı nefrete,kine dönüşür. Bu bağlamda bu duyguyu şimdilik en iyi yansıtan eserin bu olduğu görüşündeyim. Özellikle gerçek olduğunu bilmek okurken ayrı bir kasvet oluşturuyor. Her okuyanda aynı duyguları oluşturamayabilir ve kimine göre abartılmış bir eser gibi görünebilir. Ancak hayatının belirli dönemlerinde kendini Kafka'nın yerinde bulanlar hiç yabancı karşılamayacak aksine duygularının tercümanı olarak bakacaklardır. Son olarak kitabın gerçekten okunması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Ben biraz yavaş okudum ama kitabın akıcılığıyla siz bir günde bile bitirebilirsiniz. Keyifli okumalar:))
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Can Yayınları · 201941.2k okunma
·
41 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.