Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ama, insan her zaman akıllı olamaz tabii. Bazı bazı, örneğin yasa tasarıları yapıyor, cezaları geliştiriyordum. Asıl önemli olan şey, hükümlüye bir olanak sağlamaktı. Binde bir de olsa, bu olanak birçok şeyleri düzeltmeye yeterdi. Örneğin, kimyasal bir bileşim bulunabilir ve bunu içen hasta (aklım hastaya takılmıştı) onda dokuz olasılıkla ölebilirdi. Hasta bunu bilecekti. Bu şarttı. Çünkü, iyi düşünüp olaylara serinkanlılıkla bakınca görüyordum ki, giyotinin şakası yoktu. Onun altında şans diye bir şeyin lafı olamazdı. Sözün kısası, hastanın ölümüne kesin olarak karar verilmişti. Bu, artık kapanmış bir olay, olmuş bitmiş bir önlem, üzerinde bir daha görüşülemeyecek bir anlaşmaydı. Olağanüstü olarak, darbe inmezse, yeniden işe başlanırdı. Sonunda, hükümlüye idam makinesinin iyi işlemesini dilemek düşerdi, işin asıl can sıkıcı yanı da buydu. İşin aksak yanı budur diyordum. Bir bakıma doğruydu bu. Ama bir bakıma da, iyi bir örgütün sırrı da bundaydı, bunu teslim zorundaydım. Kısaca, mahkûm, idamına manen yardım etmek zorundaydı. İşlerin kolayca yürümesi, kendi yarannaydı.
Can Yayınları
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.