Gönderi

212 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
Hayat bir pencereydi, her gelen baktı geçti...
Aslında bir daha inceleme yazmamak gibi bir düşünceye bulaşmıştım. Ama gel gör ki kitap beni o kadar etkiledi ki uzun bir süre sonra yazayım dedim.Hiç olmadı hislerim şöyle bir yazıda kendime kalsın istedim... Hikayemiz ismini sonuna kadar bilmediğimiz kahramanımızın toprakla başlayıp, toprakta biten acı hikayesi... İnsanoğlunun kaç bin yıllık dostu herhal. Toprak bir, buğday iki...(syf. 6) Bozkırın ortasında, kıraç toprağın bağrında, el emeği alın teriyle ekmeğinin peşinde olan bir Anadolu erkeği. Bu kıraç topraklarda iki avuç buğday, bir gıdım un için emeğini toprağa akıtan kahramanımız, bir dinlenme sırasında Islak Kaya dedikleri kayaya gözü takılır ve burda su olduğundan emin olarak burya bir bahçe kurma hevesiyle hikâyeye başlar. Insanoğlu dünyaya ne için gelir? Herhalde bahçe kurmaya gelir...(syf 70) Hayalinde öyle bir bahçe tasvir eder ki, allı yeşilli, morlu sümbüllü, çeşit çeşit meyveler, buram buram çiçek kokuları...Hemde bozkırın ortasında....Olacak iş mi bu dercesine biz düşüneduralım... Bismillah diyip kazmayı küreği kaptı bile kahrmanımız. Hayal olur da önüne taş koyup arkasından itenler, onu aşağıya çekenler, uykusunu haram, emeğini ziyan edenler olmaz mı? Nitekim oldu da... Ama nihayetinde umut galip geldi, bahçe kuruldu....Sonra olanlar oldu... Bir taraftan da bu hikaye bir Anadolu köyünde yaşanan yokluğun, yoksunluğun, ve yoksulluğun hikayesi....Aslında kitabın tamamında bu bir de GÖÇ hikâyesi. Gidenlerin değil , kalanların hikayesi....İstanbul sevdasına düşmüş Anadolu insanın, ardında bıraktıklarının hazin hikâyesi....Giden umuduyla gitti de, kalan acısıyla kaldı. Giden kendine yurt buldu da , kalan yurdundan oldu...Öyle bir hikaye... Çoluğuma çocuğuma kalır umuduyla, binbir çileyle, emekle, kanla, canla başla yeşerttiği bahçesini bırakacak yürek bulamamanın hikayesi... Bir döneme aslında çok güzel ışık tutmuş yazarımız. Şehir sevdasıyla boşalan köylerin hazin hikayesini öyle güzel anlatmış ki, o kıraç topraklarda dolaştım, yokluğun çaresizliğini iliklerime kadar hissettim, kalanların acılarıyla ağladım.... Can hıraş umutlarla edindiğimiz malların, evlarımıza kalır diye yüklendiğimiz yüklerin hepsinin ama hepsinin Beyhude olduğunu kitabın sonunda öyle güzel anladım ki hayatı tekrar tekrar sorguladım... Velhasıl uzun ömrünü beyhude çabalarıyla tüketmiş bir bozkır hikayesi. Hepimizin içine işleyen diliyle, anlatımıyla, tasviriyle yüreğe dokunan bir eser... Yazdıklarım yaşadıklarımın bir katresi sadece. Gönül rahatlığıla okuyun , okutun...... Gözlerimde yaş, dilimde dua. Öldüm bir baheçeye gömüldüm....(syf. 209.) Hayat bu son mısraya sığacak kadar Beyhude işte....
Beyhude Ömrüm
Beyhude ÖmrümMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20198,4bin okunma
·
80 görüntüleme
Betül okurunun profil resmi
👏🏻👏🏻👏🏻🤌🏻🤌🏻🤌🏻 Yeniden inceleme yazmaya değmiş...
Kitapsever... okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için🌺⚘
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.