Lennieler ve Georgelar
Amerika edebiyatının en önde gelen isimlerinden biri olan 
John Steinbeck ile 2024 yılında 
Fareler ve İnsanlar adlı mükemmel eseriyle tanışmanın mutluluğu, aynı zamanda üzüntüsü içindeyim. Üzüntümün sebebi bugüne kadar böyle bir yazarın eserlerini neden okumadığım için oldu.
Eser 1930'lu yılların Amerika'sını anlatmakta. Lennie ve George isimli iki işçinin hikâyesi ile karşı karşıyayız. Lennie zekâ geriliği olan, iri cüsseli, merhamet dolu ve saf bir adamdır. Hayvanlara olan sevgisi üst düzeydedir. George ise Lennie'ye göre daha sıska, daha zeki (!) olduğunu dile getiren biridir. Lennie ve George hayatları boyunca çalışmış ve çalışmaktan başka çareleri olmayan iki arkadaştır. Hikâye bir çiftliğe gidip orada çalışmaya başlamalarıyla başlar. Bu iki isim ne iş verilirse yapmaya razı olan iki işçidir. Yeni gittikleri çiftlikte de onlar gibi onlarcası ağır işlerde çalışmaktadır. Eser boyunca ikisinin hayallerini okumaktayız. Kendi çiftlikleri, kendi tavukları, inekleri ve tavşanları olsun istemektedirler. Yani kendi yağlarında kavrulmayı hayal etmektedirler. George, Lennie'ye göre konuşmayı seven bir kişiliktir. Lennie'nin ne yapması gerektiğini talimat şeklinde bu zekâ geriliği olan masum adama söylemektedir. Lennie ise George'u dinlemekten ve onun sözünü çiğnememekten adeta keyif almaktadır. Çünkü Lennie için George adeta bir kurtarıcı gibidir. Lennie eser boyunca George'dan kopmamaktadır. Lennie'nin farelere olan sevgisi adeta bir metafordur. Fareler aslında çalışan işçilerdir. Sabahtan akşama kadar çalışan, herhangi bir hakları olmayan, ne iş verilirse canları çıkasıya kadar çalışan bu insanlar farelerden farksızdır. Günümüz iş dünyasına da birebir benzeyen bu metafor oldukça önemlidir.
Kitapta dikkat çeken bir diğer nokta da Amerika'da yapılan ırkçılıktır özellikle 1930'lu yılların başlarında ve sonlarında siyahi vatandaşlara yapılan zulümler ve aşağılamalar kitapta siyahi bir karakterle dile getirilmiştir bu insanların herhangi bir hakkı yoktur hatta kitapta siyahi işçi sadece kitap okuduğundan ve odasında sıkıldığından bahsetmektedir diğer işçiler nal oyunu oynarlarken bu siyahi adam bunu bile yapamamaktadır odasının yanında at gübreleri vardır. Lennie, bu adamın yanına gittiğinde beyaz olduğu için onu başta istememektedir çünkü 1930'lu yılların amerika'sında beyazların siyahilere olan zulmü bu adamı direkt olarak tedirgin etmektedir ama Lennie'nin merhametli tarafını gördüğü anda ona karşı yumuşamış ve onunla sohbet etmiştir kitapta yer alan bu ırkçılığı oldukça üzgün bir şekilde okudum Amerika'da siyahi hakları yaklaşık bir 30 sene sonra tam anlamıyla gerçekleşecektir Amerika gibi bir özgürlük ülkesinin bu derece kötü bir ırkçılığa sebebiyet vermesi ayrı bir ironi konusudur aslında Amerika günümüzde de bunu çok kötü bir biçimde yapmaktadır.
Kitabı bir an önce okumanızı ve içindeki değeri yüksek mesajları fark etmenizi istiyorum değerli 1000K takipçileri. Hepinize keyifli okumalar dilerim.
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.