》Bütün estetik kadın figürlerinde ortak özelliklerin görülmesi afroditten kaynaklanır. Sarı saç, renkli göz, belirgin vücut hatları vs.
Mitolojik karakterlerin olduğu antik dönem asıl klasisizm çağıdır.
》(5-15.asır)Orta Çağ'da Felsefede dahil olmak üzere hemen her alandaki Düşünsel sistemlerin hepsi dine odaklanır. Ruhban sınıfın hakimiyeti vardır. Bu hakimiyetin sebebi İlahi metinin Latin olduğu ve başka dilde yazılması uygun olmayacağı görüşünden kaynaklanır.
Bu yüzden Estwtik Kadın Figürü de değişime uğrar. Bu çağdaki e.k.f din eksenlidir. Hz. Meryemdir. 2 farklı Meryem tasviri var. Biti orta çağ Meryem tasviri diğeri Rönesans Meryem tasviri.
Fiziksel özelliklerine kiliselerde olan görsellerden başından ayaklarına kadar uzun kıyafetiyle(fresko) vücüdü kapatılmış sadece elleri ayak ucu ve yüzü görünmektedir. Akolaptik İncil metinleri, görsel tablolar tasvire göre uzun boylu, uzun yüzlü buğday tenli, badem gözlü, hilal kaşlı, Küçük ağızlı, genç bir görünüme sahip olmasına rağmen anne vücuduna sahip
Kutsal metinlerde tasvir edilen Meryem ise doğduğu andan itibaren Duru güzelliğiyle dikkat çeken saflığı temizliği adanmışlığı ve seçilmişliği ile ön plana çıkarılan bir karakterdir.
Romanslarda vs. bakire,iffetli, saf temiz, erdemli bir estetik kadın figürü karşımıza çıkar. Romanslarda anlatılan Şövalye hikayelerinde aşık oldukları kadınların Hz Meryem özelliklerini barındırdıklarını görüyoruz.
》15-17. Asırda ruhban sınıfına karşı tepki oluşuyor ve aydınlanma çağı başlıyor. Meryemi ikonlarda tablolarda freskolarda mozaiklerde 2 farklı şekilde görüyoruz.Rönesansta Meryemin saçlarının bir kısmı görünüyor, beyaz tenli, oval yüzlü, alın çizgisi geride, gerdanı açık, kıyafet ve takılarla dönemin soylu kadınlarına benzer. Orta çağda kırılma noktası geçiren estetik Kadın Figürü (afrodit) Rönesansta Meryem tekrar Afroditleştiriliyor.
》17. Asır Neoklasisizm. Antik metinlere tekrar dönüp bakılmıştır. Sevgili tasvirinde afroditi görüyoruz.
Robert Herrick in Julia şiirinde sevgilisini tasnif ederken Afroditten esinlendiğini görüyoruz. Julia'nın yüz güzelliğine odaklanılır Parlak Sarı saçları beyaz teni oval yüzü gamzeli çenesi şarap kırmızısı dudakları ve yanaklarıyla ortaya çıktığını görüyoruz.
》18 yüzyılın 2 yarısı itibarıyla ortaya çıkıp 18 asrın son çeyreği zamanına kadar oldukça ilerleyen ve klasizm'in kuralcı yapısına ve bütüncül bakma hümanist bakış ( yani insanı tek potada eritip müşterek iyi güzel) vs değil de artık kişinin kendi iç dünyasına ferdiliğine yönelen akım ortaya çıkar. Romantizm..
》Romantizm insana verilen değerin müşterek değil de ferdi boyutta verildiği bir akımdır. Romantizmde insanın diğer insanlarla olan ortak özelliklerinden ziyade ferdi özelliklerine yöneldiğini görüyoruz. Duygu değişikliklerini ele alıyor. Dolayısıyla ruhumuza, iç dünyamıza odaklanır ve merkeze alır. Edebi eserlerde duyguların ön plana çıktığı yazarın ve okuyucunun duygularının önemsediğini görüyoruz.
Romantizmde aklın netliğini duyguların bulanıklığı alır. Lirik bir tavır, idealist bir tavır, santimantalist bir tavır(duygusal) vardır.
Bu akımın en önemli eserlerinden olan 1848de Alexandre Dumas Fils / Kamelyalı Kadın yazılmıştır. Bu romandaki estetik kadın figürümüz Marguerite Gautier dır. Afroditten tek farkı siyah saçlı olması.
》19.yy sonlarına doğru doğup biraz daha pozitivist anlayışla desteklenen Realizm akımı ile tüm objektifliğiyle, nesnelliğiyle gerçekliği ortaya koyma prensibi doğuyor. Bu akımla ruh, iç dünya, duygulardan ziyade manzara tasviri ön plana çıkıyor.
Madam Bovary romanındaki estetik Kadın Figürü Emma'dır.
Roman karakterlerinin roman okuması dikkat çekiyor.! Karakterin oluşmasına katkı sağlar.
Karakter bir dönüşüm sergiler ve kendisiyle çatışma yaşar.
Yüzyıl değişiyor akım değişiyor fakat Afrodit değişmiyor.
》19. Asrın ilk çeyreğiyle ilk yarısı arası bunca devam eden realizmin çok daha uç noktaya gittiği metinlerdir.Realizmin ardından daha radikal hali daha keskin hali olan Naturalizm ortaya çıkıyor.
》 Insanı yaşadığı çevre ve şartlardan koparmaksızın oranın içerisinde yansıtmaya çalışan naturalistler eleştirilmek pahasına En Kötü olanı da apaçık şekilde anlatırlar.
Estetik kadın figürünün en açık şekilde görülebildiği vücudunun tüm ayrıntılarına varana kadar açık şekilde naturalizm akımıyla yazılan metinlerde bulabiliriz.
Emile Zola, Nana romanında Sarı Venüs başlıklı tiyatro oynatılır. Nana yetenekli olmamasına rağmen çok güzel olduğu için Venüs rolünü ona oynatılır. Bu romanda Afroditin kişileştirildiği hali Nana'dır.
☆ Bir ideolojinin tesiriyle bu güzellik algısı yani estetik kadın figürü kırılma yaşar, daha farklı yola girer. Sosyalist Realizm.