Şeker Portakalı Brezilya’nın kırsal kesiminde zor bir çocukluk geçiren Zezé ’nin dokunaklı hikayesini anlatıyor. İlk okuduğumda beni derinden etkileyen bu roman, ikinci kez elime aldığımda bambaşka bir anlam kazandı ve çok daha derin hisler uyandırdı.
Roman, yoksulluk ve şiddet dolu bir çevrede büyüyen Zezé'nin içsel dünyasını gözler önüne seriyor. Zezé'nin yaşadığı zor şartlara rağmen hayal gücü ve umut dolu bir çocuk olarak kalabilmesi, okurun kalbine dokunan en önemli noktalardan biri. Ah benim masum Zezé'm, Şeker Portakalı ağacıyla olan dostluğu, Zezé'nin yalnızlık ve çaresizlikle baş etme yöntemini sembolize ederken, aynı zamanda çocukluğun saf hayal gücünü ve masumiyetini de yansıtıyor.
İlk okumada belki de gözden kaçırılan detaylar, ikinci okumada daha belirgin hale geliyor. Zezé'nin acılarına, umutlarına ve küçük sevinçlerine daha fazla empati kurabiliyor, onunla birlikte hüzünlenip onunla birlikte gülümseyebiliyorsunuz. Kitap, Zezé'nin hayal kırıklıklarını ve sevgiye olan açlığını anlatırken, okuyucusunu da bu duygusal yolculuğa dahil ediyor.
Zezé'nin karakter gelişimi, okuyucunun kendi hayatında karşılaştığı zorlukları ve duygusal mücadeleleri hatırlamasına neden oluyor. Zezé'nin dünyası, her yaştan okuyucuya farklı mesajlar veriyor ve her okunduğunda yeni bir bakış açısı kazandırıyor. İlk okuyuşumda sadece bir çocuğun hikayesini okurken, ikinci okuyuşumda insan olmanın ne demek olduğunu daha derinlemesine anladım.
Şeker Portakalı, her yaştan okuyucunun içindeki çocuğa hitap eden, zamanla daha da değer kazanan bir başyapıt. Her defasında yeni bir anlam keşfetmek ve Zezé'nin dünyasında yeniden kaybolmak, bu kitabı edebiyat dünyasının vazgeçilmezlerinden biri yapıyor.
Ve Zezé’nin o unutulmaz sözleriyle bitirmek gerekirse: “Yüreğimde acıyorsun ama kimse görmüyor.”
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022232.8k okunma
·
28 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.
