Gönderi

—Nil’in anne ve babası boşanmış, dahası, artık birbirleriyle hiç konuşmuyorlar, Nil bunun nedenini pek bilmiyor; hiçbir şeyin kendi suçu olmadığını, bu durumun onların sorunu olduğunu düşünüyor. Ama katlanamadığı tek şey, sabahtan akşama babasının annesi hakkında, annesinin de babası hakkında ona kötü şeyler söylemeleri. Nil en yakın arkadaşına, “Dayanılmaz. bir şey bu; babamla birlikteyken, annemin iyi biri olduğunu söyleyemiyorum. Annemle birlikteyken de aynı şey geçerli; ona, babamı çok sendiğimden söz. edemiyorum. İkisi de gerçek+en tuhaf," diye dert yanıyor.— Nil dayak yiyen bir çocuk değil, hiçbir fiziksel şiddete maruz kalmıyor. O, başka türlü bir şiddetin kurbanı: Manevi şiddet. Nil içinden yaralı, çünkü anne ve babası onun duygularına saygı göstermeyi unutuyor. Bu saygısızlık, onun katlanmak zorunda bırakıldığı bir tür şiddet. Ailesi onun yüreğine, günü gelince bin bir türlü şekilde ortaya çıkabilecek bir nefret ekiyor. Manevi şiddet insana içeriden zarar veren soğuk bir şiddettir. İnsanı, iç huzuru bozan olumsuz güçlerle doldurur; hayatı kapkara gösterir, kendimizi iyi hissetmemizi engeller, nedenini bilmeden üzgün ve mutsuz olmamıza yol açar. Bu olumsuz güçler, üst üste yığılan ve çoğu zaman fiziksel bir şiddete, yani sıcak şiddete dönüşerek patlayan saatli bombalar gibidir. Fiziksel şiddet patlamaları, terörist saldırılar, her yerin yakılıp yıkıldığı gösteriler ya da cinayetler olduğunda, bütün bunların nereden çıktığını merak ederiz. Bu patlamalar çoğu zaman haksızlıklar, yoksulluk, aşağılanmalar, ırkçılık, tedavi olamama, açlıktan ölecek noktaya gelme gibi çıplak gözle göremediğimiz soğuk şiddetlerden doğar.
Sayfa 22 - Günışığı Kitaplığı
·
205 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.