Gönderi

517 syf.
8/10 puan verdi
·
30 günde okudu
Tüm üçleme üstüne
İlk olarak seriyi çookkk sevdiğimi ve gerçekten gerek kurgusu gerekse konu akışıyla beni çok sürüklediğini söylemek istiyorum. Bazılarına göre aynı olaylar tekrar ediyormuș gibi görünse de bana kalırsa karakterlerin gelişimi ve konu gereği olması gereken neyse o oldu. Kurguyla ilgili tasvip etmediğim noktalar benim de oldu, fakat bunun olumlu düşüncelerimi alt eder bir yanı yok. Özellikle beklenmedik gelişmelerle kalbimden vuruldum. Spoiler olabilir!!! Her kitap üstüne inceleme yapmaktansa subjektif konuşacağım. Her kitabı ayrı sevdim. Her birinin başında bir öncekinin tadını vermeyeceğini düşünüp hepsinde de yanıldım. En sevdiğimi sorsanız verecek cevabım yok. Fakat karakter bazında Karanlıklar Efendisi'ne edilen haksızlığı pas geçemem. Sanırım(umarım) çoğu kişi onun en ilgi çekici karakter olduğu konusunda hemfikirdir, bunun sebebi de basit kötü bir adam olmaması. Affedilmez ve bencilce şeyler de yapsa eylemlerinin sonucunda halkını umursadığını bilmek ve bize yansıtılan manipülatif yönünden sonra ilerledikçe insan olduğunu görebilmek iyi yazılan bir karakter olduğunu gösterir. Ben kötü adam seven bir okur değilim, ancak bu seferlik kişisel favorim belli. Yine de iğrenç bir adam olduğu gerçeğini değiştirmez. Konuya gelirsek gerçekten kitabın sonunu asssla beklemediğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Bir noktada yazar neyin doğru olduğunu bile unutturdu. Malyen biraz tartışmalı bir karakter, kusurları ne kadar gerçek de olsa pek realistik değil. Yine de ona karşı dengesiz bir duygu grafiği izledim ve sonunda da kendine yakışan bir son buldu, öldüğünü düşündüğümde kahvaltı ederken bile kitap okudum. Sonuç olarak evet onu da seviyorum. Alina karakterini güce olan açlığı yüzünden seri boyunca kaybedip geri kazandı, inatçılığından hoşlanmıyorum fakat çoğu ana karaktere taş çıkaracak kadar kişilikli olduğu için hakkını vermeliyim. Nikolai'ye gelirsek, okumaktan keyif aldığım bir karakter olmasına karşılık diğer okurlar kadar bağlandığımı söyleyemem, en parlak dönemi olan ikinci kitap için söylenecekler başka. Başına gelenler ise yine çok beklenmedikti. Özet olarak her biri kim ne derse desin çok iyi yazılmış karakterler. Her birine ayrı ayrı değindiğime göre konuya dönüyorum. Her kitap kendi özelinde çok iyi kurgulanmıştı, işin sonunda havada kalan konular olsa da sürükleyiciliği çerçevesinde göz ardı edilmesi kolaydı. Mesela papaz meselesi ve Nikolai'nin içine kaçan yaratık, merzost ve daha bir sürü şey. Fakat düşününce bazı şeyleri bilememek daha büyük bir gerçekçilik payı katıyor. Kurgunun kurulduğu dünya baştan sona çok güzel işlenmiş ve her detayı inceden düşünülmüş, ilk sayfada bir harita olması bile çok şey anlatıyor. NOT: Son kez eklemek istediğim bir şey var. Alina ve Aleksander'in aralarındaki merzost bağını kullanarak seyahat ettiği bütün sahneler sorgusuz sualsiz COK IYIYDI. OYLE BIR SEY OLMASI HIC MANTIKLI DEGIL ama yine de heyecanliydi. Kitabın sonundan bahsetmeyi unuttum, şahsen daha farklı olmasını istemiştim ama galiba olması gereken buydu. Ya ben Aleksander'i seviyorum. Alina'ya da söylediği gibi: belki sırt çevrilmiş olmasa iyi bir adam bile olabilirdi. Tek dengi olan annesi bile çatışmada kaynayıp gitti. Son dilekleri... Malyen ve Alina için ise gayet hoş bir sondu, zaten böyle olmasa başka bir şey olamazdı. Lantsov hükmü sürdü ve ne kadar bilemesek de daha sağlam bir yönetimle daha iyi bir Ravka yoluna devam etti. Yine de ben Karanlıklar Efendisi'ne gereken sonun bu olduğunu düşünmüyorum. Yine de güzel bir finaldi. Söyleyeceklerim bu kadar, biraz da damak tadına bağlı. Ancak eğer okuyacak farklı bir kitap arıyorsanız şansı hakediyor. Ben cidden sevdim.
Çöküş ve Yükseliş
Çöküş ve YükselişLeigh Bardugo · Martı Yayınları · 20204,083 okunma
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.