Neşter - Paul Carson
"Hiç kimseye asıl niyetini belli etme! Başkalarına içini açma!"
Neşter
Merhabalar herkese... İrlandalı tıp doktoru ve yazar Paul Carson'ın harika kaleminden ve geniş araştırmalarının sonucu olan tıbbi gerilim türüne dahil sayılan Neşter adlı kitabının kendimce incelemesiyle buradayım. O kadar tesiri altında kaldığım bir kitap oldu ki diğer kitaplarını da okumak istiyorum. Bariz bir şekilde hayran kaldım ve unutup tekrar okumak istediğim kitaplardan birisi oldu. Kitabın arka kapağında "İnsanların neşterden korkmak için bir sebepleri daha var." cümlesi bulunuyor. Bu kitabı anlatmak için yeterli mi tabiki değil ama Dean Lynch'i anlatmak için belki yeterli olabilir keza Dean Lynch birkaç gün kabusum olmaya devam edecek.:))) Ve harika tasvirleri, karakterlerin ruhsal analizleri müthiş işlenmiş.
Kitabın konusuna gelecek olursak; Kitaptaki olayların başlangıç tarihi 10 Şubat 1997 ve ülkenin ulusal gazetelerinde şöyle bir başlık var. "BİR ULUSU SALLAYAN 11 GÜN" gerçekten de ne 11 gün ama. Sanki okurken 1001 gün gibi hissettim. Kitap bu 11 günlük süreç içerisinde gün gün, saat saat ilerliyor. Merak ve heyecan ve gerilim dolu bir akış şeklinde. Hikaye genç bir asistan olan Mary Dwyer'in labaratuvarda vahşice öldürülmüş olarak bulunmasıyla başlıyor. Olayın tek kanıtı da boğazına vahşice sapına kadar saplanmış neşterdir. Hastanede yürütülen soruşturmada doktorların kendi konumlarını korumak için sessizliğe bürünmesiyle soruşturma büyük bir çıkmaza sürüklenir. Dedektiflerin eli kolu bağlanır. Katilin hastane personelinden biri olduğunu anlayan dedektif Kate Hamilton iz sürmeye başlar ancak o da kurban listesine eklenir. Katilin herkese garezi vardır. Kate Hamilton çok zorlu koşullar altında yaşamını sürdüren, babası ve oğluyla yaşama tutunmaya çalışan bir kadındır. Aynı hafta içinde binbir çeşit zorluklarla dolu bir tedavi sürecinden ve zorlu bir doğumdan sonra çok zengin bir iş adamının bebeği aynı hastanede doğar ve kısa bir süre sonra Tommy Malone adında sürekli kaybeden azılı bir suçlu tarafından kaçırılır. Bu iki olayın paralel olarak işlendiği hastanede siyasal ve sınıfsal çatışmalarda devreye girer. Tartışmalar başlar ve kavgalar yaşanır. Fakat katil durmaz. Çocuğun kaçırılması üzerine gündemin hareketlendiği günlere, bir de katilin diğer kurbanı hemşire Sarah Higgins'de eklenir ve işler çığırından çıkar.
Katil kitabın başından beri belliydi. Hastanenin jinekologlarından Dean Lynch... Böyle planlı, sinsi, dahi, kinci katile hiç rastlamadım neredeyse, o kadar korkutucu o kadar gerçekçi bir karakterdi ki gözümde de çok net bir biçimde canlandırmak mümkün oldu. Dean Lynch'in çocukluğuna, yetimhanede ki günlerine ve çocukken bile sosyopat ve sadist bir kişiliğe sahip olduğunu görüyoruz. Kitaptaki polisiye unsurları, soruşturmanın gidişatı, katili bulmak için dedektiflerin hummalı ve organize çalışmaları, Dean Lynch'in onların hep bir adım önde olması, kanıtları başkalarına yüklemesi, dahice planları romanın çok katmanlı ve çok yönlü olmasını sağlamış. Yetimhane müdiresine olan kininin onu başkalaştırdığı ve gözü dönmüşlüğü çok canlı tasvirlerle resmedilmiş. Aynı zamanda kaçırılan çocuğu kendi doğurtması ve kurtarması ama eli kanlı vahşi bir katil olması ne büyük bir ironi.
Çelişkiler, yaşamsal döngüler, kaybedenler, kazandığını sananlar... Kitabın anlatım tarzı, akıcılığı, sürükleyiciliği, gerilimi, katili bilmemize rağmen heyecanın hiç düşmemesi, öte yandan Tommy Malone'un çocuğu kaçırma planları ve çetesini kurması, çetedeki Ayyüzlü lakaplı Martin'in İrlanda millî takımına düşkünlüğü. Bu tür mizahında romana yedirilmesi gerçekten harika bir okuma yolculuğuydu. Gerilimin doruklarında muhteşem ötesi bir kitap daha okudum.
Yazarın emeğine, kalemine sağlık.
Okumayan gerilim müptelaları varsa tavsiye ederim.
Kitaplarla kalın ve keyifli okumalar.:))
Sevgiyle.<3
·
2 artı 1'leme
·359 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.