Gönderi

Eğitim
Sizce dünyada edinebilecek bilgilerden Celâl Şengör olarak ne kadarını biliyorsunuz? Herhalde milyarlarda birinden azdır. Nihai otorite bilimde yoktur. Bakın bu çok mühim, her zaman el elden üstündür. Ben öğrencilerime her derse başlarken şöyle söylerim: "Ormanda kaybolmuş gibiyiz. Hepimizin elinde bir meşale. Benim meşalem sizinkilerden biraz daha büyük ama benim doğru yolu bulacağımı garanti etmiyor. Sizden biri bulur, peşine ta- kılıp gideriz. Benim dediğim hiçbir şeye inanmamaya gayret edin. Açık yakalamaya çalışın. Çünkü bakarsınız o açıklardan bir tanesi keşif oluverir." Oya'ya bazen söylediğimde bana kızıyor ama ben her gün cehaletim altında eziliyorum. Bunu da bütün samimiyetimle söylüyorum. Dünyayı tanıdıkça hiçbir şey bilmediğimi fark ediyorum. Bu korkunç bir şey! Etrafına baktıkça neler ol- duğunu görüyorsun. Bu evreni bırak, örneğin bir çiçeği al ve bak o çiçeğe, ne sorular çıkıyor. Bir hayvanın davranışlarına bak mesela... Örneğin fil yavrularının derileri kırış kırıştır, ihtiyar derisi gibi ve ölene kadar da hep öyle kalır. Bunu da geçen gün David Attenborough'un belgeselinden öğrendim; bu kırışıklıkların arasında su kalıyor, buharlaşıyor ve hayvanı serin tutuyor. Örneğin zebranın derisi neden çizgi çizgidir? Çünkü konveksiyon akımı yaratıyor. Siyahın üzeri daha çok ısınıyor, beyaz daha az ısınıyor. Konveksiyon oluyor ve hayvan serinliyor. Her hayvanın kendine göre bir özelliği var, yaşadığı yere göre değişiyor. Bazı hayvanlar ise serinlemek istemiyor, sıcak durmak istiyor. Mesela su samurlarının iki üç kat tüyü var, bu tüyler öyle bir yapılmış ki su geçirmiyor. Oysa hayvan sürekli suda yaşıyor. Buna benzer o kadar çok şey var ki! Örneğin tiranozorun yavrusu küçükken tüylü, tavuk gibi ve çok sevimlidir. Çünkü küçükken hayvan ısısını tutamıyor, oysa sıcak durması lazım ve tüyleri bunu sağlıyor. Büyüdükçe de tüylerini döküyor. Hacim ile yüzey arasındaki ilişki büyük hayvanlardaki ısıyı dengeliyor. Tabii buna benzer daha çok şey var. Mesela spinozoru bulmuşlardı; ilk kez nehirlerde yaşayan bir dinozordur. Hayvan suya alışmış; ağzı timsaha benziyor. Peki, suda nasıl gidiyor? Birçok teori ortaya atılmıştı. En sonunda birisi kuyruğunu buldu hayvanın, timsah gibi kocaman. Oysa eski şekillerine bakıyorsun, kuyruğu incecik çizmişler. Çünkü kuyruğu bulamamışlardı, öteki dinozorlar gibi zannediyorlardı. Sonra volkanlara bak mesela. Volkanların patlaması esnasında kabarcıklanma çok önemlidir çünkü büyük patlamayı o yaratıyor. Neye benziyor biliyor musun? Gazoz şişesini sallarsın da patlar ya, işte aynı durumdur. Peki patlamaya sebebiyet veren nedir? Su! En büyük patlamaları su yaratıyor. Bu su bazen yer altından bazen yerin de üzerinden geliyor. Su, magma cebine giriyor ve sonrasını düdüklü tencere gibi düşünebilirsin. İşte volkan da öyle patlıyor. Şimdi anladın mı niye cehaletimin altında eziliyorum? Çok rahatsız ediyor bu beni. Mitolojide Sisifos'un felsefesini biliyorsun, ben Sisifos gibiyim. O kaya hep sırtımda, götürüyorum, geri geliyor.
·
17 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.