Gönderi

96 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 hours
"Kağıt insanı sabırla dinleyen en iyi dosttur. Unutma, Unutturma..." Hayatın koşusturmacasına aldanıp kaçırdığımız ne güzellikler var. Yanımız, yanıbaşımızdakine yabancı oluyor, yabancılaşıyoruz adeta. Her gün doğan batan güneş, yağan yağmur, esen rüzgar, gece karanlığında gökyüzünü süsleyen o muhteşem yıldızlar, ay. Hayvanlar, bitkiler, çiçekler, doğa. Ne çok şey var çevremizde görmezden geldiğimiz, insanın acısını, hüznünü anlamayıp, iki kelâmi esirgeyen olduğumuz bir çağ bu. Konar göçer yaşayan, yörük bir ailenin ikinci çocuğu. Derme çatma bir dağ evinde bir yaz günü dünyaya gelen bir bebeğin iç sesinden süzülenleri okuyoruz. Sürekli soru soran meraklı bir bebek kundaktaki. Bir kaç günlük gözlemleri gönlünden dökülen iç sesine eşlik ediyoruz. Tahta beşik, yörük ailesinin hayatı, çevresi yaşanılan zorluklar, annesinin gülüşüne hayran kalması... Annelik ve ailenin kutsallığı ekseninde anlatılan bir hikaye. Zorluklar, fakirlik, yokluk içinde bile yaşam mutluluğu huzurlu bir ortam. Bir annenin evlatları için verdiği emek,varını yoğunu, gecesi gündüzünü onlara harcaması onlarla uyuyup uyanması. Harika bir gözlemci. Ninesinin kekik toplaması, dedesinin sürekli çalışması, annesinin sabah namazına kalkması Emeğe verilen değeri ayrıntısına gözlemliyor. Hikayemizin anlatıcısı kundaktaki bir bebek Hayatı anlama yolculuğunda, hayallerini kendi dünyasını kurabilmek, yapabilecekleri için bir an önce büyümek istiyor. Hayatı sorgulaması tanıyıp algılamaya çalışması ve de her açılıp kapanmasın da sinir olduğu o kapı. Sürekli bir gözlem içinde merakını sorularla gidermeye çalışıyor. Cevaplarını ise yine kendi gözlemleyerek alıyor. Şefkatli, merhametli, yüreği sevgi dolu, fedakar, çalışkan, saygılı, özverili bir micaza sahip anne. Annesinin gülüşünü tasvir edişi. Anne kokusu, anne özlemi, anne kucağı, anne şefkati dört kelimeden daha öte bir mana "anne". Bunu derinliklerinde anlatmış yazarımız Annem diyor "cennet anahtarım" ne güzel bir hitap şeklidir. Coğrafya kaderdir? Yaşam şekilleri, insana, doğaya, kadınlara, çocuklara, hayata yüklenen anlam mana çok farklılık gösterebiliyor. İnsana yaşattığı zorluklar insanoğlu en zahmetli canlı derken ne işi biter, ne isteği biter, ne yemesi ne içmesi, ne parası sıkıntısı ne de mücadelesi biter. Anadolu insanı yörüklerin çalışkanlıkları çevresine, bulundukları yere bıraktıkları örf adetleri... Bir bebeğin gözünden yaşamı aktarıyor okuyucusuna. Karşılıksız sevginin var olabileceğini unutur olduk. Hep bir madde eşya özenti bağımlısı yaşanılan çağda insanlığımızı unuttuk. Bir bebek gibi saf, duru masum pak tertemiz, ışıl ışıl gözlerle dünyaya bakmak. Neşelendirmek etrafımızı, bir canlının yaşam hakkını savunmak, börtü böceğin, kuşun sesini dinlemek zor olmasa gerek . Hayat sadece yemek, içmek, eğlenmek, çalışmak, para kazanmak değil. Yardımlaşma, dayanışma, fedakarlık birazda hüzün. Düşünen düşündüren sorgulayan sorgulatan bir yapısı var. Akıcı kalemi betimlemeleri ile okuru kendine çeken bir kitap. Çevremizdeki güzelliklerin bilincinde olma umuduyla. Kitapla kalın.
Abdullah Altunkup
Abdullah Altunkup
Kundaktan Gelen Ses
Kundaktan Gelen SesAbdullah Altunkup · Esinti Yayınları · 20249 okunma
·
24 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.