Gönderi
Pennies • Pepper Winters
Benim adım Tasmin Blythe’tı ama sıram geldiğinde ve podyumda gururlu, onurlu bir şekilde durmaya zorlandığımda bana yeni bir isim verdiler. Sonsuza kadar nereden geldiğimi hatırlayacak fakat aynı zamanda beni sahip olduğum her şeyden yoksun bırakacak bir isimdi. PİMLİCO
Tasmin, 18 yaşında bir üniversitesi öğrencisiyken kaçırıldı, satıldı, ismi elinden alındı ve köle oldu. Tam 2 yılını tanımadığı bir adam ile birlikte yerini bile bilmediği bir ülkede, şehirde, evde onu satın alan Alrick ile geçirdi. Satıldığı günden beri asla sesini çıkarmadı. Sessizlik onun dostu oldu ama sessiz çığlıkları duvarlarda yankılandı. Ta ki o gelene kadar, Elder Prest. Ancak gelen beyaz atlı prens değildi.
Ah Pim, yaşadıkları o kadar ağır ki ilk defa bir kitabı okurken bu kadar zorlandım belki de. Kitap benim için çok akıcı bir şekilde ilerledi. Pim’in kaçırılıp satıldıktan sonra 2 yıl boyunca Alrick ile yaşadıklarını okuyoruz. Hiçbirimizin yüreğinin dayanmayacağı şeyler yaşayan Pim’in tek dostu satılmadan önce kaldığı oda da bulduğu bir kalem ve tuvalet kağıdına yazdığı Bay Hiçkimse’ye mektupları. Pim’in akıl sağlığını tamamen kaybetmemesinin tek sebebi Bay Hiçkimse ile yaptığı konuşmaları. Ancak günün birinde Alrick ile bir iş anlaşması yapmak için Elder Prest’in evlerine gelmesiyle Pim’in tüm hayatı değişti. Peki bu değişim Pim’e özgürlük mü getirecekti yoksa yeni bir kölelik mi? Bunu zaman gösterecek...
Pim’in hiç konuşmamasına rağmen iç çatışmaları o kadar iyi anlatılmıştı ki hiç sıkmadı. Bir çırpıda okuyup bitirdim ve şuan devamını merakla bekliyorum. Pim umarım her şey senin için daha da güzel olur.
·
20 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.