Gönderi

172 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
+266
(Spoiler içerebilir) Öncelikle okuduğum her kitapta kahramanı ile bütünleşirim. Onunla üzülür, onunla öldürür, onunla sevinir, onunla acı çekerim. O ben olur, ben o olurum. Bu eserde çoook zorlandım. Kahramanımız Alex'in her anını yaşadım ve hissettim. Diğerlerinde yaşadığım üzüntü ise tarifi zor. :( Bu empatlık zor bir şey kardeşlerim :( Gelelim benim ilk incelemem olacak kitap hakkındaki naçizane görüşlerime, bolca şiddet, cinsellik, argo, suç, ceza, siyaset, sevgisizlik, dost gibi görünen düşmanlar, adam satanlar, bilimsel deneyler, gecenin ve gündüzün farklı yaşandığı hayatlar, cesurlar, korkaklar ve en önemlisi içimizdeki yalnızlık duygusuyla sürdürülen hayatlar. Anthony Burgess diyor ki: ''Seçme hakkına sahip olmayan kişi kişiliğini yitirmiş demektir.'' Seçme şansına sahip olmak ne büyük bir özgürlüktür, bu kitapla bir kez daha öğrenmiş oluyoruz değil mi (kardeşlerim). Yazar sanki bu eserini, İyi olmak ya da kötü olmak, tercihinizi yapın der gibi yüzümüze çarpmış. "Tanrı biz kullarından ne istiyor? Tanrı'nın istediği iyilik mi yoksa iyiliği seçebilme şansına sahip olabilmek mi? Kötülüğü seçen biri gerçekte iyiliğe zorlanan birinden daha mı geçerli Tanrı'nın gözünde?" Her insanın içinde biraz iyilik, biraz kötülük vardır. İçsel yolculuğumuzda seçimlerimizi doğru yapmamız kendimizin otomatik portakalı olmamız çok önemli, kendi hür irademizle kendi seçimlerimiz, kimsenin bilimsel deneylerine maruz kalmadan kendi kararlarımızı kendimizin verdiği bir hayat yaşamak ne kadar önemli bu kitapla çok iyi anlıyoruz bunun önemini. Amaçsız ve anlamını yitirmiş bir hayat yaşadı Alex, içinde ki boşluk duygusundan kurtulmak için belki de kötülüklere yönelmeyi tercih etti ve enteresan bir şekilde her acı verdiğinde büyük hazlar yaşadı içinde. Çünkü iyi olmayı hiç bilemedi, denemedi ve iyiliğin insanda yarattığı o muhteşem hissiyatın hazzına varamadı. O duygu öğretilmedi, bilmiyordu. Kendi de dahil herkese acı çektirdi Alex ve elbette herşeyin bir bedeli vardı. Kendisine uygulanan bilimsel deneyde iyiliği seçmek zorunda bırakıldı, en sevdiği klasik müziklerde bile acı çekti Alex [bu müzikleri dinlerken bile hayallerinde hep tecavüz etti, insanları yaraladı, parçaladı, öldürdü Alex, (tüm müzikleri onunla beraber dinledim)] ölmek istedi. ''-Ölmek istiyorum,...Bıktım artık. Yaşam, küfemde taşıyamayacağım kadar ağır bir yük oldu.'' dedi. Alex'in ıslah edilmesi başkalarının hayrına olurken kendisinin cehennemi oldu. ''Nerede olursam olayım sadece iyiliğe, yardıma gereksinen bir yaratık olarak sürdürebilecektim yaşamımı. İsa uzantısı bir kişiydim.'' diye düşündü kendine acıyarak. Çünkü artık ufacık bir haksızlıkta bile tepkisini belli edemedi, karşı koyamadı, savunamadı. Şimdi düşünün (kardeşlerim), tecavüz edilen siz olsanız, kızınız, anneniz, kardeşiniz, tanıdığınız herhangi biri, dövülen, şiddet gören, canından can kopartılan siz olsanız, böyle bir insan için nasıl bir son planlarsınız? Onları böyle bilimsel deneylerle ıslah mı edersiniz? Ölümle mi cezalandırırsınız? Kişinin kendi hür iradesine mi bırakırsınız? Sizce Koca Tanrı bizden ne istiyor.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200993.3k okunma
·
150 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.