Aşk mı bağımlılık mı?
Sade kadın değil, insan.
Ne kibarlık budalası
Ne malda mülkte gözü var.
Eşit olsak, der.
Hür olsak, der.
İnsanları sevmesini de bilir,
Yaşamayı sevdiği kadar.
Orhan Veli Kanık
#244644233
Düşünceleriniz ve bilinciniz değiştikçe insan ilişkileri de değişir.
Toplumdaki evlilik dayatması, bireylerin kendi istek ve tercihlerine uygun olmayan ilişkiler içine girmelerine yol açan zararlı bir uygulamadır. Birçok kültürde, aile baskısı veya toplumsal normlar nedeniyle gençlerin kendi istekleri doğrultusunda evlenme kararları vermesi zorlaşabilir. Bu durum, bireylerin mutluluğunu ve ruhsal sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. Zorla veya dayatma yoluyla yapılan evliliklerde, partnerler arasında uyumsuzluklar ve iletişim sorunları sıkça görülür. Bu da zamanla ilişkilerin çatışma ve mutsuzlukla sonuçlanmasına neden olabilir. Ayrıca, kişilerin kendi hayatlarını kurma ve geliştirme süreçlerini engelleyerek, bireysel potansiyellerini gerçekleştirmelerini güçleştirir. Dolayısıyla, evlilik kararlarının özgür iradeyle ve karşılıklı anlayış içinde alınması, bireylerin mutluluğunu ve toplumsal uyumu destekleyen bir yaklaşım olmalıdır.
Evlilik, bireyler arasında derin duygusal ve sosyal bağlar oluşturan bir bağımlılık biçimidir. Bu bağlılık, partnerler arasında karşılıklı güven, destek ve paylaşım duygularını güçlendirir. Ancak sağlıklı bir evlilik için her iki tarafın da özgür iradeyle ve bilinçli olarak bu kararı alması önemlidir.
Bağımlılık
Üç çeşit bağımlılık vardır.
1 - Bir bireye duyulan bağımlılık.
2 - Bir maddeye duyulan bağımlılık.
3 - Bir ülkenin bir ülkeye olan bağımlılığı.
2. Bağımlılık türü bireyi kapsar.
3. Bağımlılık türü toplumu kapsar.
1. Bağımlılık türü hem bireyi hem toplumu kapsar.
2. Bağımlılık türü psikoloji alanına girer.
3. Bağımlılık türü sosyoloji alanında girer.
1. Bağımlılık türü ise hem psikoloji hem sosyoloji alanına girer.
1. bağımlılık türünü ikiye ayırabiliriz:
a) Maddi bağımlılık. (sosyolojik)
b) Manevi bağımlılık (psikolojik)
a/Örn.) Çalışmayan kadının kocasına olan bağımlılığı. Bir işçinin patronuna bağımlılığı.
Reşit olmayan bir bireyin annesine ve babasına bağımlılığı.
Hasta ve ihtiyacını gideremeyecek durumda engeli olan bir bireyin bir başkasına bağımlılığı.
b/Örn.) Sevgi veya alışkanlık sonucu bir insana ya da bir hayvana duyulan tüm bağımlılıklar. (Anne, baba, sevgili, evcil hayvan, arkadaş...)
Ölümcül bir hastalığa tutulmuş bir bireyin iyileşme umuduna bağımlılığı.
*S.ks bağımlılığı iki kategoriye de girer.
Bağımlı aşk modeli, ilişkide bir tarafın diğer tarafa aşırı derecede bağımlı olduğu ve bu bağımlılığın ilişki dinamiklerini olumsuz yönde etkilediği bir durumu ifade eder. Bu tür aşk modelinde, bağımlı olan kişi genellikle duygusal, fiziksel veya finansal olarak partnerine bağımlıdır ve kendi ihtiyaçlarını geri planda tutar.
Bağımlı aşkın özellikleri:
1. Aşırı İhtiyaç Duyma: Bir tarafın, diğer tarafın sürekli olarak onayına, sevgisine ve desteğine ihtiyaç duyması.
2. Öz Güven Eksikliği: Bağımlı olan kişinin, kendi başına kararlar almakta zorlanması ve kendine güveninin düşük olması.
3. Kişisel Sınırların Belirlenememesi: Kendi ihtiyaçlarını ve sınırlarını belirleyememe, partnerinin istek ve ihtiyaçlarını kendi önceliklerinin önüne koyma.
4. Kaybetme Korkusu: İlişkiyi kaybetme korkusunun, kişiyi partnerine daha da bağımlı hale getirmesi ve bu nedenle ilişki içinde fedakarlık yapma eğilimi.
5. Duygusal Manipülasyon: Bağımlı kişinin, partnerinin duygusal manipülasyonuna veya istismarına açık hale gelmesi.
2. tür bağımlılığı da şu şekilde beşe ayırabiliriz.
a) zararlı madde bağımlılığı
b) tüketim bağımlılığı
c) obsesyonel bağımlılıklar (tikler)
d) kumar bağımlılığı
e) teknoloji ve oyun bağımlılığı
a/Örn.) sigara, alkol, uyuşturucu...
b/Örn.) alışveriş
c) Örn.) tesbih sallama, kalem takla attırma, streslendiğinde bacağı titretme, oyuncak ayıyla uyuma, yıllar önce ölen bir sevdiğinden kalan bilekliği hiç çıkarmama ya da bir eşyayı bırakamama...
d ve e için de örneğe gerek yok zaten.
Gelelim 3. sıradaki bağımlılık türüne. Bir ülkenin bir ülkeye olan bağımlılığı. Yani manda.
Manda, uluslararası ilişkilerde ve tarihî bağlamda bir devletin başka bir devlet tarafından denetim altına alınması veya yönetiminin kısmen veya tamamen devredilmesi anlamına gelir. Genellikle askerî işgale dayalı olarak gerçekleşir ve manda altına alınan ülkenin iç işlerine dışarıdan müdahale edilir.
Bir örnek vermek gerekirse, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasıyla oluşan Orta Doğu'da, bölge devletlerinin bazıları Birleşik Krallık ve Fransa gibi güçler tarafından manda yönetimi altına alınmıştır. Örneğin, Irak ve Ürdün gibi ülkeler Birleşik Krallık manda yönetimi altına girmiştir.
Şu anda manda durumunda olan ülke örnekleri ise yoktur, çünkü manda sistemi genellikle 20. yüzyılın ilk yarısında kullanılmış ve Birleşmiş Milletler'in kurulmasının ardından bu tür uygulamaların yerini kendi kendini yönetme prensibi almıştır.
Kitapta roman kurgusu ile bu bağımlılıkların tamamını işlemiş. (2. Numaranın e'si hariç tabi ki dönem itibariyle) Ensest ve LGBT konuları da yine işlenen konular arasında. Sosyalizm ve feminizm ideolojileri aşılanmaya çalışılmış.
Kitapta savaştan hiç söz edilmiyor olsa da, sanayileşmiş dünyadaki gelişmelerin Birinci Dünya Savaşi'nda yaşanan insan kıyımına yol açtiğı ve bu koşullarda kendimize "insan" demenin bir anlamı olup olmadığı sorgulanıyor. Böyle bir ortamda aşk, evlilik, aile, dostluk gibi insanca ilişkilerin gerçek değeri sorusuna yanıt aranıyor.
Kitap başta güzeldi ama sonradan çok baydı. Ruhumu boğdu hatta. Bir de kitabın adı "Aşık Kadınlar" değil de "Özgür Kadınlar" olsaydı daha iyi olurdu. Ama şimdi şöyle düşününce o dönemin sığ ve erkek egemen İngiltere'sinde böyle manifest bir başlık tehlike yaratabilirdi.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.