Yaklaşık bir hafta sonra kesin kararımı verdim: Burada kimse kimseye "günaydın" demiyordu. "Selamun aleyküm, aleyküm selam, işin rast gelsin, Allah'a emanet..."
Merakıma daha fazla dayanamıyordum. En sonunda Necip Usta dedim, devamını getireceğim cümlenin ağırlığını kaldırıp kaldıramayacağımdan emin olamadan. "Burada niye kimse birbirine 'günaydın' demiyor?"
Elini evirip çevirmekte olduğu çömlekten çekmeden "Bilmem ki..." dedi. "Belki de herkes günün zaten aydınlandığının farkındadır. Bunun yerine daha işe yarayan, daha samimi şeyleri söylemek istiyorlardır, kim bilir?"