Gönderi

Balkan Gezimizden Aklımızda kalanlar
Balkanlar Makedonya 6.Gün 01.06.2024 Cumartesi Ohrid Ohrid şehir turu yaklaşık olarak 4 saat kadar sürüyor. Makedonya’nın Dünya Mirası Listesi içinde olan tek yeri Ohrid Şehri. Dünya Kültür Mirası Listesindeki Ohrid de eski Türk Çarşısı bulunuyor. Eski şehrin ortasında 600-700 yıllık bir çınar ağacı var. Milattan önce 4. yüzyıldan beri bilinen bir şehir ve o zaman ki ismi “Işık şehri” anlamı taşıyan Lychnidos. . Ohrid ismi ise daha sonra verilmiş. Bu adın, kabaca, “Tepede” anlamına gelen Vo Hrid kelimesinden geldiği sanılıyor. Deniz yüzeyinden 695 mt yüksekte olan bu şehir, 10. yüzyılda Slav Ortodoksluğunun dini merkezi haline bile gelmiş ve söylence o ki her gün için bir kilise olacak şekilde, irili ufaklı 365 kiliseye sahipmiş. Ciril ve Metodyl Slav alfabesini bu şehirde yaratmışlar. Aynı şekilde ilk Slav Üniversitesi de bu şehirde kurulmuş. Ohrid Gölüne gelince; Ohrid gölünün tam 3 milyon yaşında olduğu düşünülüyor. Göl Avrupa’nın en derin olan gölü (288 mt) ve 358 km² lik bir alanı kapsıyor. Yazın burası Makedonların yüzme için tatile geldikleri bir yer. Bu göl 200 civarı endemik su canlısını barındırıyor. Galicica ormanlarına komşu olan doğu bölgesi, gölün en güzel yeri. Sahilde Aziz Clement’in dev bir heykeli var. Aziz Clement şehrin koruyucusu anlamında, heykelinde bir elinde Ohrid şehrini tutarken yontulmuş. Makedonya nın en önemli tatil şehri olan Ohrid hem tatil şehri hemde tarihi eserler ile dolu birçok yeri var. St.Naum da görülecek yerler arasında. Bunun gibi yaklaşık şehirde 40 yakın kilise var. Bu kilise aynı zamanda Ulusalparkları olan Galicica nin içindedir. *** St Naum Kilisesi İnsanların tarihi miraslarına ne kadar değer verdikleri ve özen gösterdikleri'nin bir örneğidir Aziz Naum Manastırı. inşasına 900 lü yıllarda başlanmış olan ,Saint (Aziz)Naum'un adını taşıyan bir Doğu Ortodoks manastırıdır. Ohri şehrinin 29 kilometre güneyindeki Ohri Gölü boyunca yer almaktadır. Buranın göl kenarında çok ilginç bir yapısı var manzara ve özellikle tavus kuşlarını kanatları açılmış halde gormek her şeye değer . *** St Panteletmun Kilisesi Aziz Panteleimon Kilisesi Makedonya Üsküp yakınlarında bulunan 12. yüzyıla ait bir Bizans kilisesidir. Hristiyan azizlerinden Panteleimon'a adanan kilise, Komnenos Hanedanı döneminde inşa edilen yunan haçı planlı kiliselere iyi bir örnek teşkil etmektedir. Makedonya’nın Ohrid şehrinde bulunan St Panteleimon Kilisesi, Bizans sanatının en ünlü dünya hazinesi ve ülkenin Orta Çağı’na dair bir anıt olarak kabul edilmektedir. Vodno Dağı’nın yamaçlarında, Gorno Nerezi köyünde yer alan kilise, Alexei Komnenos tarafından 1164 yılında inşa edilerek, koruyucusu Aziz Panteleimon’a adanmıştır. Bizans Sanatıyla Tasarlanmış Olan St Panteleimon Kilisesi Makedonya Üsküp yakınlarında Gorno Nerezi köyünde bulunan St Panteleimon Kilisesi’nin, muhteşem figürleri ve mozaiklerle bezeli iç mekânı muhteşem bir mimari harikasıdır. Restore edilmiş bir kilise ve beş parçadan oluşan Roma bazilikası üzerine inşa edilmiştir. Dikdörtgen bir alanda çizilen haç görüntüsünde olup küçük kiliseler arasında yer almaktadır. Bizans sanatının en başarılı yapısını temsil eden St Panteleimon Kilisesi’nin içerisinde yer alan resimler, birçok ustaların çalışmalarından oluşmaktadır. Aziz Clement kiliseyi, ayinsel bir bina ve öğrencilerine Glagol alfabesini öğretmek için kullanmıştır. Kiril olarak da bilinen Glagol alfabesinin ilk öğretildiği yer olan kilise, yerel halk için büyük bir önem taşımaktadır. Kilisenin dışı, St. Clement’in öğrencilerini vaftiz etmek için kullandığı taş ve çok sayıda ince detaylı mozaik içermektedir. Komnenos Hanedanı döneminde inşa edilen Yunan haçı planlı kiliselere iyi bir örnek teşkil etmektedir. St. Clement öldükten sonra anısına yaptırılan kilisenin, içindeki lahde gömülmüştür. Yapı, Kuzey Makedonya’daki en kutsal kiliselerden biri olduğundan, Paskalya ve Noel gibi Hristiyan dini bayramlarında halk tarafından kutlamak ve ayinlere katılmak için kullanılmaktadır. *** Ayasofya Kilisesi 9.yy da yapılan tarihi kilise Osmanlı döneminde cami olarak kullanılmış, Osmanlının bölgeden ayrılmasıyla tekrar kilise haline getirilmiş. Bazı yorumlarda duvarlarda bulunan fresklerin Osmanlı tarafından sıvanarak üzeri kapatıldığı yazılsa da sıvanmamış tavan bölümleri demir konstrüksiyonlarla kapatılıp üzerine taş örülmüştür. Çok eski bir kilise. Bizans dönemi eseri. Osmanlının burayı fethinden sonra bir dönem cami olarak da kullanılmıştır. Günümüzde hala ibadete açık ve kullanılan bir kilise. Yapı ve görsellik olarak güzel bir kilise görmeye değer *** Çar Samuel Kalesi Günümüzde Kuzey Makedonya sınırları içerisinde, inşa edildiği dönemde başkentliğini yaptığı Birinci Bulgarİmparatorluğu'nun Ohri şehrinde inşa edilen, Ohri gölüne hâkim büyük bir tepenin üzerinde bulunan bir Orta Çağ kalesidir. Semavi Eyice'ye göre kalenin Bulgar çar Samuel tarafından yaptırıldığı yolundaki hipotez bir dayanağa sahip değildir.[1] . Bugün Osmanlı döneminden herhangi bir iz taşımayan kalenin rakımı 789 metreyi bulmaktadır. Kaba ve düzensiz taşlardan inşa edilmiş olan sur duvarı, hem iç kalede hem de daha geniş bir bölgeyi çevreleyen dış surda gözlemlene bilmektedir. Kalenin kara tarafından girişini sağlayan Gorna Porta olarak da bilinen Yukarı Kapının yan kuleleri yıkılmış olmakla beraber yuvarlak kemeri ile henüz durmaktadır. Kalenin en dikkat çekici özelliklerinden biri iç kalenin girişidir. Çift taraflı olarak yarım yuvarlak kuleler ile korunan bu kapı bir sivri tuğla kemerin içinde açılmıştır. *** Ohri Halveti Tekkesi Halveti Tekkesi (Arnavutça: Teqeja e Helvetive) Arnavutluk Cumhuriyeti'nin Berat kentinde bulunmakta olan tarihi Osmanlı-Türk dinî eserlerinden biridir. Dergâh, bir Sûfî mezhebi olan Halveti tarikât'a aittir.[1] Tekke'nin yanında, Sultan Camii ve bir Kervansaray bulunmaktadır. Çınar Meydanı Chinar Tree, Makedonya’nın Ohri kentinde bulunan tarihi bir çınar ağacıdır. Dünyadaki en yaşlı ağaçlardan biri olan Chinar Tree hakkında çeşitli söylentiler olsa da kesin olarak yaşı bilinmemektedir. Aynı zamanda “Doğu Çınarı” olarak da bilinmektedir. Chinar Tree’nin Tarihçesi Ülkenin en yaşlı ağacı olan Ohri Çınar Ağacı, Makedonya’nın Ohrid kentinde tüm ihtişamı ile yaşamını sürdürmektedir. Ağacının yüksekliği, 2018 yılında yapılan ölçüme göre 16.2 metredir. Fidanını diken kişi tam olarak bilinmese de Aziz Clement’in kendisi tarafından dikildiğine inanılmaktadır. Efsaneler, ağacın 11 yüzyıllık geçmişi olduğunu düşündürse de uzmanlar bu geçmişin 6 yüzyıl olduğunu belirtmektedirler. Ancak kesin bir bilimsel kanıt olmadığı için ağacın yaşı net şekilde bilinmemektedir. Aynı zamanda söylentiler, bu ulu ağacın eski zamanlarda idam olaylarının gerçekleştirildiği yer olduğunu belirtmektedir. Fakat bu konuda da doğrulayıcı bir kanıt bulunmamaktadır. *** Çok eski zamanların da çalışmasını kapsayan ve amatörce bir usulle çalışan bir kağıt üretim ve baskı yapan bir iş yerine girdik. En orginal kağıt basımı ve tarihi denecek resim belge ve basımı burada görmek mümkün . Şehirde el işi işleme takı ve mücevherler işleniyor. Devlet büyükleri bu şehirden alıs veriş yapiyorlar . Bunlardan biri de Bizim İnci adlı iş yeri.Bizim İnci Takı İşleri satiyor. Hatta Layd Diana ya Yugoslavya Devlet Başkanı Tito' tarafindan hediye inciyi kendilerine hediye eden dükkan burası sahibi Attila Bey diye bir Arnavut Türkü .Kendisi sempatik birisi .Müşterilerle çok güzel diyalog kuruyor. Özellikle Türkçe olarak .Kendileri yaklaşık 350 yıl önce Karaman dan buraya gelmişler . *** Tur Rehberimiz Osman Bey'in bir tarihi eser ile ilgili üzerinde yazı da ne yazıyor diye sorduğumda Osman bey, " Bak üzerinde ne yazıyor okuyabilirsin, " esprisini çok tuttum ve hatta kendisine bu gezinin tırnak içindeki tek cümlesi bu cümle, diye takıldım . KK 02.06.2024 Pazar Resne İki göl arasındaki şanslı Makedon kasabasıdır Resne Makedonya’nın güneybatısında, Yunanistan sınırı yakınlarındaki Resne dokuz bin nüfuslu bir kasaba. Roma, Bulgar, Bizans yönetimlerinden sonra yüzlerce yıl Osmanlı eğemenliğinde kaldı. Kasabanın yetiştirdiği en ünlü isim, İttihat Terakki liderlerinden Ahmet Niyazi Bey. Paris’e elçi tayin edilen arkadaşının gönderdiği fotoğrafa bakıp, aynısını yaptıran Resneli Niyazi’nin konağı bugün şehrin en ünlü tarihi yapısı. TV’deki “Elveda Rumeli” dizisiyle birlikte, Balkanlara, özellikle de Makedonya’ya ilgi görülmemiş şekilde arttı. Kente uğrayanlar çoğunlukla İttihat ve Terakki’nin önde gelen isimlerinden Ahmet Niyazi Bey, bilinen ismiyle Resneli Niyazi’nin konağını ziyaret ediyor. İkinci Meşrutiyet’in ilanı ile Paris elçiliğine tayini çıkan arkadaşları Ahmet Niyazi’ye elçilik binasının önünde çekilen fotoğrafını gönderir. Rivayete göre fotoğrafa bir de not eklenmiştir: “Sen orada otururken bak biz burada neler yaptırıyoruz...” Buna kızan Niyazi fotoğrafta gördüğü binanın aynısını doğduğu kasabaya yaptırır. Resne, 1337’de Rosne adını taşıyormuş. Killi toprağı sayesinde ortaçağda çömlekçilik, seramikçilik gelişmiş. Bugün Resneli Niyazi Bey’in konağı modern seramik ve resim sanatının önemli örnekleriyle birlikte etnografya müzesi olarak ziyaretçilerini karşılıyor. Binada kısa adı Matukat olan, Makedonya Türk Kadınlar Teşkilatı’nın da bir odası bulunuyor. Resen kasabasının nüfusu yaklaşık dokuz bin kişi. Nüfusun yaklaşık yüzde 15’i Müslüman. Resne’lilerin söylediğine göre, Türklerin önemli bölümü ekonomik sıkıntılar nedeniyle, Danimarka ve İsveç gibi ülkelere göç etmiş. Merkezi Üsküp’te, Resne’de de şubeleri bulunan Ufuk Derneği’nin Başkanı Enes İbrahim, “Resne küçük bir yerleşim yeri olmasına rağmen, yazın dolup taşıyor. Ekonomik nedenlerle çalışmak için AB ülkelerine gidenler tatile gelince Resne adeta Türk şehri oluyor” diyor. Gölün yarattığı iklim burada elma üretimine önemli katkı yapmış, Resne elmaları ihracatta önemli bir yer edinmiş. Armut benzeri küçük aromatik dağlarda toplanan meyveye Oskorushi adı veriliyor. Şarap yapımında da kullanılıyor. Resne Belediyesi her yıl Elma Festivali düzenleyerek bölgeye hareket getirmeye çalışıyor. Resne doğumlu olan, Ahmet Niyazi bey, İttihat ve Terakki’nin önde gelen liderlerinden. Makedonya bölgesinde çok tanınan ve sevilen bir simaydı. İttihat ve Terakki gizli cemiyetinin devrim stratejisi doğrultusunda, 3 Temmuz 1908’de Selanik’ten 200 fedaisi ile dağa çıkarak Sultan İkinci Abdülhamit’in istibdat rejimine karşı başkaldırdı. Dağda yanına gelen geyiği sevip besledi. Yanından ayırmadı. Gittiği her yere yanında onu da götürdü. Af çıkıp İstanbul’a gelirken bile yanında geyiği vardı. İstanbul basını Niyazi Bey(in geyiğini haber yaptı, halkın diline düştü. Sonradan anılarında, geyiğin tanrı tarafından gönderilen yol gösterici olduğuna inandığını yazdı. Geyik büyük bir üne kavuştu, Gülhane Parkı’nda halka gösterildi. Veliaht Abdülmecit bile çocuklarıyla geyiği görmeye geldi. Günlerce Niyazi Bey’in geyiği konuşuldu. Geyik muhabbeti lafı da buradan çıktı. Ohri bu olay nedeniyle Unesco Dünya Mirası listesine girmeye hak kazandı. Resneli Niyazi, yeniden Makedonya’ya döndü, bir süre sonra, Arnavutluk’un Avlonya Limanı’nda kırçıllı bir palto içinde, İstanbul’a kalkacak vapuru beklerken, öldürüldü. Korumasının öldürdüğü söylenir. Öldürülme nedeni karanlıkta kaldığı için kendisine atfen,”Ne şehittir ne de gazi, pisi pisine gitti Niyazi” deyimi Türk milletinin hafızasına kazındı. *** Manastır Makedonya Cumhuriyeti’nin güneybatısında yer alan ve aralarında Manastır ya da Monastir’in de bulunduğu başka isimlerle de anılan Bitola yönetim, kültür, endüstri, ticaret ve eğitim merkezidir. Pelagonya Vadisi’nin güney kısmında, Baba ve Nidže dağlarıyla çevrili ve Makedonya ile Yunanistan arasındaki Medžitlija-Níki sınır kapısının 14 km kuzeyindedir. Adriyatik Denizi’nin güneyini Ege Denizi ve Orta Avrupa’ya bağlayan önemli bir bağlantı noktasıdır. Osmanlı döneminde Manastır adını taşıyan kent, İttihat ve Terakki’nin de en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Şehir 1382 yılında I.Murad döneminde Timurtaş bey tarafından Türk Topraklarına katılmış, 1912 Balkan Harbi’nde Osmanlı’nın elinden çıkmıştır. Manastır Çarşısı şehrin merkezinde ve çarşının da ortasında hani şu:" Manastırın ortasında var bir çeşme türküsü" buradan ortaya çıkmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün de askeri eğitimini aldığı Manastır Askeri İdadisi (1896-1898) bu şehirdedir. Günümüzde müze olarak kullanılan okulun ikinci katında Mustafa Kemal Atatürk için ayrılmış bir bölüm vardır. Pek çok Avrupa ülkesinin konsoloslukları Bitola’da olduğundan Osmanlı döneminden beri “konsoloslar şehri” olarak da bilinir. 2002 nüfus sayımına göre ülkenin ikinci büyük şehridir. Bitola Belediyesi’nin yönetim merkezi olan Bitola aynı zamanda bölgedeki en eski şehirlerden biridir. M.Ö. 4. yüzyılın ortalarında Makedon kral II. Philip tarafından Heraclea Lyncestis adıyla kurulmuş ve Osmanlı egemenliği sırasında Selanik ile birlikte Osmanlı Rumeli’sinin iki egemen şehri olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri eğitimi aldığı Manastır Askeri İdadisi, Saat Kulesi, Yeni Camii, İshakiye Camii, Manastır Bedesteni, Tarihi Postane, Heraklea ve St.Bogorodica Kilisesi şehrin görülmesi gereken en önemli yerleridir. Şehri rahatlıkla yürüyerek gezebilir, kent meydanını ve tarihi eserleri görebilirsiniz. Manastır’da kutlanan en önemli festival ise Eylül ayındaki Uluslararası Kısa film ve Belgesel festivalidir. Festival “Manaki Brothers”ismini Balkan sinemasının ilk kameramanlarından Manaki kardeşlerden almıştır. Son yıllarda büyük bir izleyici yakalayan “Elveda Rumeli” dizisi, Manastır’da ve etrafındaki köylerde çekilmiş, dizi büyük bir ilgi ile izlenmiştir. *** Mustafa Kemal ve Eleninin hikayesi Mustafa Kemal'in bir Rum kızı olan Elendi ile ilgili aşkı dillere destandır . Atatürk’ün Müslüman, Eleni’nin Hristiyan olması… Dini ve sosyal kısıtlamalar dolayısıyla erken bitmesine mahkum olan büyük aşk… Mustafa Kemal ile Eleni’nin aşkını, birçok kişi Balkanların Romeo ve Juliet’i olarak değerlendiriyor… Mustafa Kemal ve Eleni arasında güçlü bir aşk doğar. Biraz da yasaklı bir aşk… Manastırlı güzel Eleni Karinte ve genç Mustafa Kemal birbirlerine aşık olmalarına rağmen kavuşamazlar. Eleni, Mustafa Kemal ile kaçmaya çalışırken babası yakalar ve Eleni’yi eve kapatarak zorla başka bir adamla evlendirmek ister. Bu aşkın doğruluğunu, ne Eleni’nin babası ne de Mustafa Kemal’in annesi onaylar… Hikaye üzerine kuru söylenti çoktur… Gerçek ise Manastır’daki o tarihi evin balkonundaki Eleni’nin aşkının hala yaşıyor olması… Bir Rum iş adamının kızı olan Eleni ile Mustafa Kemal'in evlenmesine önce Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın izin vermediği, daha sonra da babasının Eleni'yi kâhyasıyla evlendirdiği anlatılıyor. Eleni'nin Atatürk'e hitaben yazdığı aşk mektubu şöyledir: "Çok seneler geçti, ben halen her gün senden haber bekliyorum. Herhangi bir zamanda mektubumu alırsan, beni hatırla. Kâğıttaki gözyaşlarımı görebileceksin. Yıllar ve olaylar geçiyor, seninle ilgili çok şeyler konuşuluyor. Mektubumu okurken, başka kadını seviyorsan, mektubumu yırt. Benim seni sevdiğim kadar, o kadını o kadar çok seviyorsan, kendisine hiçbir şey söyleme, senin kadar mutlu olmasını diliyorum. Fakat balkondaki kızı hatırlıyorsan ve başkasını sevmiyorsan, seni beklediğimi ve ömrüm boyunca bekleyeceğimi bilmeni istiyorum. Döneceğini, beni unutmayacağını biliyorum. Babam vefat etti. Beni senden ayırdığından tam bir yıl geçti, beni eve kapattı ve bir ay çıkmama izin vermedi. Ağladım, biliyorum ki tüm kilitleri ve hapisleri boşuna harcadı. Beni evlendirecekleri adamı sadece bir kez gördüm ve kendisi bana onu sevebileceğimi söyledi. Ben kendisine, 'Hayır, ben sadece ilk aşkımı seviyorum' dedim. Babam beni hiç bir zaman affetmedi ve ben de kendisini affetmedim. O zamanlardaki gibi artık genç ve güzel değilim. Ebediyen seni seven ve seni bekleyen, Eleni Karinte'n." *** Gostivar Makedonya, Balkanlar’daki en güzel ülkelerden biri. 1913 senesine kadar Osmanlı topraklarının bir parçası olan Makedonya’nın her bir şehrinde Osmanlı’ya ait izler görebilirsiniz. Makedonya’nın komşu olduğu ülkeler Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Kosova ve Sırbistan. Balkanlardaki ülkeler arasında birçok önemli ülke ile komşu olan Makedonya bu anlamda oldukça stratejik bir konumda yer alıyor. Gostivar kenti, Kuzey Makedonya’nın kuzeybatı kısmında bulunuyor. Polog idaresindeki bölgede, Kosova’ya yakın bir konumda yer alan şehirde köklü Türk nüfusu halen yaşamaya devam ediyor. Demiryolu ağı gelişmiş olan kent; Üsküp, Kalkandelen, Ohrid ve Debre şehirlerini birbirine bağlayan güzergahta yer alıyor. Ege Denizi’ne dökülen Vardar Nehri kıyısında yer alan kentte Vardar nehrinin kaynağı bulunuyor. Şar Dağından doğan nehrin kaynağı; Vrutok köyünde 683 metre yükseklikte. Gostivar Kentinin Tarihi Hakkında Bilmeniz Gerekenler Romalı ünlü tarihçi Titus Livius tarafından şehir hakkındaki bilgiler ilk kez derlenerek ilgililere sunulur. MS 3. yy.’da Roma İmparatorluğu döneminde, Kuzey Makedonya’nın olduğu bölgeye Hunlar tarafından akınlar düzenlenir. O dönemde bölgeyi korumak için pek çok kale ve hisar inşa ettiriyor Roma İmparatorluğu. 10. yüzyıla gelindiğinde ise Gostivar kentinin bulunduğu Polog Bölgesi, Doğu Roma İmparatorluğu egemenliğine geçiyor. Osmanlı İmparatorluğu 14. yy.’dan itibaren Gostivar kenti ve civarına hakim olur. Şu an hâlâ kentin simgesi olarak bilinen saat kulesi 1566 yılında Osmanlı İmparatorluğu tarafından yaptırılıyor. Osmanlı’nın politikaları sayesinde şehir 19. yüzyılda ticaret merkezi haline geliyor. O dönemde yaklaşık 4.000 kişinin yaşadığı şehirdeki insanların 3.000’den fazlası Türk. Mübadele döneminde Türk ve Müslüman olan halkın çoğu Anadolu’ya dönse de günümüzde hala burada yaşamını sürdüren büyük çoğunlukta Türk bulunuyor. Osmanlı’nın bölgeye egemenliği 1912 yılında bitiyor. Sonrasında Kosova’ya bağlı bir vilayet olan şehir. 1943 yılında Yugoslavya Krallığı’nın dağılmasıyla ülkeler bağımsızlığını ilan ediyor. Yugoslavya Krallığı yerine Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti sınırları içinde kalan Gostivar kenti idari yapıda yer alıyor. 1991 yılında Makedonya’nın bağımsızlığını ilan etmesiyle Gostivar kenti, şimdiki bağımsız Kuzey Makedonya Cumhuriyeti himayesinde yer alıyor. KK
·
104 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.