Gönderi

Kara Han ile Huban Arığ çatal kamçılarını kara uzaya kadar kaldırıp atlarına vurdular. Kara yer değirmen gibi döndü, beşik gibi sallanmaya başladı. Atları ok gibi ileri atıldı, kuş gibi uçtu. Atlar dağdan dağa atladılar, dağ sırtından başka dağ sırtına geçtiler. Dağ sırtlarının başlarını bu yıldırım gibi hızlı koşu esnasında ayaklarıyla teperek kırdılar. Aya kadar yüksek ak karlı bir dağ doruğuna çıktıktan sonra yiğitler atlarını durdurdu. Kırk kat yerin altına gidilen yere ualşmışlardı. Ancak buralarda felaketlerin yaşandığı anlaşılıyordu. Yolları tüy kadar yumuşak otlar kaplamıştı. Atların ayaklarının teptiği yerlerde çiçekler büyümüştü. Kara doru atın ön ayağının değdiği yerlerde, altın göller duruyordu. İçlerinde altın tüylü ördekler yüzüyordu. Gümüş tüylü ördekler, o göllerde yüzmekteydiler.
Sayfa 93 - YurtKitabı okudu
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.