Diken ve KaranfilYazar başlarken bu kitap her Filistinlinin hikayesidir belli bir kişinin biyografisi değil diyor ve içinde herhangi bir kurgunun yer almadığını belirtiyor
Kitap gözünü işgale açmış Ahmedin dilinden anlatılıyor
Kitaba başlarken Filistin zeytinliklerinin kokusunu burnunuzda hissediyorsunuz. Yazarla beraber Filistin düğünlerine gidiyor, beraber çocuklarla sokakta oynuyorsunuz.
Daha sonrasında ise karakter büyümeye başlıyor ve süregelen acıları anlayacak yaşa geliyor daha sonrasında acılara verilen farklı tepkilerle bir ailenin şekillenişini görüyoruz kitap boyunca.
Bir abisi saf milliyetçi ve vatanseverlik motivasyonunun yarattığı duygularla harekete geçerken diğer kardeşleri ve kardeşi gibi gördüğü amca oğlu İslamın Akide meselesi olarak ele aldığı Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı koruma derdiyle harekete geçiyor, bir başka komşusu ise sosyalizm fikrinin kendilerini siyonizmden kurtaracağını savunuyor.
Yazar dönemin gençlerinin farklı fikir ve hareket yönelimlerini ve bu fikir çatışmasını kitap boyunca aile içi tartışma bağlamıyla ele alıyor süreç içerisinde değişen tutum ve kitle yönelimlerini özelden genele yayıp, sürecin el Halilde, Gazze'de, Batı Şeria'da ve Filistin'in diğer coğrafyalarında nasıl işlediğini gayet dolu bir içerik ile ele alıyor. burdan da yazarın sadece Hamas değil Filistin mücadelesinin tamamına hakim olduğunu anlıyoruz.
Her ne kadar diğer hareketleri de ele alsa yazarın kimliği ve aidiyeti itibariyle detaylarına indiği alan HAMAS hareketi.
Şeyh Ahmet Yasin'in; işgalcinin, geniş topraklarına el koyup kendilerine bıraktığı dar sokaklarda vaktini malayani ile harcayan Filistin gençliğinin ellerinden tutup camiye, namaza, Kur'an'a davet etmesiyle başlayan süreç, o camilerde yetişen Kur'an bülbüllerinin her birinin yaş alıp siyonizme kabus olduğu günlere evriliyor.
Cami bülbüllerinden yayılan bu rayihanın sıradaki durağı liseler, üniversiteler oluyor. O günlerde Şeyhin planının ilk aşaması İslami bilinçle donanmış gençler aileler topluluklar yetiştirmektir. Çünkü Şeyh biliyordu ki, bu temel elde edildikten sonra mücadele sürecinde kopması tabii fırtınalar tatlı bir bahar meltemine dönüşür.
Daha sonrasında bu camilerden ve sohbet halkalarından çıkan mücahitlerin küfre korku saldıklarını okuyorsunuz.
Bir Yahya Ayyaş'ın evinin küçük bahçesinde, arkadaşlarıyla en tesirsizinden başlayıp tankları, binaları yerle bir eden bombaları üretme sürecine şahitlik ediyorsunuz
Hayalet lakabı ile tanınmış İmad Muğniyye adlı bir gencin eski model topraktan çıkmış silahlarla Siyonizmin 100'den fazla askerini toprağa gömerek nasıl bir korku yaydığını okuyorsunuz
Ama en temelde onları kararlı bir biçimde bu fedakarlığa ve başarıya götüren davayı okuyorsunuz.
Sadece 40 yıl içinde tanklara taşla karşılık veren bir tabanca bulmak için kapı kapı gezen nesilden işgalciye 1 gecede 5000 füze atabilecek konuma getiren de aynı davadır.
Günümüze biricik evladı katledildiği, evi malı mülkü yerle bir, aylardır aç ve suya muhtaç olduğu halde Kassama canımız feda. 1 yıl değil 10 yıl ambargo devam etse yanlarındayız diye bağıran anneleri, babaları yetiştiren de kuşkusuz bu davadır
Biz bu davaya İslam diyoruz
Elhasıl Kitabı okurken İntifadayı kendileri için yaşam tarzı haline getirmiş bir halkı tanıyor, bu insanların hangi ateşlerde bilendiklerini anlıyorsunuz.
Yaklaşık 500 sayfa olmasına rağmen yazarın ağır edebi bir dildense sizinle sohbet eder tarzda akıcı anlatımından dolayı 2-3 oturuşta bitirebilirsiniz inşallah
Filistin meselesinde konuşan, direniş hakkında kendinde söz hakkı bulan, ve bu davayı kendi davası kabul eden herkesin okuması gereken bir eser diyorum ve bitiriyorum