Partinin şekillenmesinde Ecevit'in CHP'deki olumsuz tecrübelerinin önemli bir rolü olduğu söylenebilir. Kuruluş aşamasında CHP'den miras bazı engellerin aşılmak istendiği ve "eski hastalıkların yeniden boy vermesi" ihtimaline karşı yeni bir yaklaşım ortaya konmaya çalışıldığı görülmüştür. Buna göre partinin kuruluş sürecinde üç temel dinamik bulunur. Bunlardan ilki demokratik düşünceyi "gerçekten" özümsemiş, araların da hiçbir çıkar ilişkisi bulunmayan ve tabandan gelen bir örgüt yaratma isteğidir. İkincisi parti üyelerinin geçmişteki siyasi kariyerlerinin parti için hiçbir anlam ifade etmemesidir. Hatta geçmiş dönemde makam mevki sahibi olan hiç kimsenin yeni kurulacak partide yeri olmayacaktır. Üçüncüsü de "demokratik sol" kavramıyla özdeşleşmiş Ecevit isminin kitleler nazarında hala önemli bir karşılığa sahip olmasıdır
Özdalga ise Ecevit kültü üzerinde inşa edilen bir tek adam rejimi fikri bağlamında DSP'nin kuruluş sürecini analiz eder. Buna göre partinin kuruluşunda iki önemli unsur bulunur. Bunlardan ilki partinin tek kişinin elindeki mutlak hakimiyetini garanti altına alan güdümlü parti örgütü, ikincisi de partinin gerçek niyetlerini kamufle eden ve mevcut yapıyı meşrulaştırmaya çalışan kamuoyu manipülasyonudur