"HİÇBİR YER SOKAĞI"
"Hayata bakmayı, hayata dokunmayı bilseler, dünyaları süsleyen en güzel çiçeği kendileri olduğunu bilebileceklerdi. Belki onları farklı bir yerden izleyen ,hiç bilmediğimiz varlıklar, onları çiçek bahçesi olarak görüyor bile olabilirdi."
Her akşam farklı bir filmin oynatıldığı sinema salonu, rengarenk ve mis kokulu çiçekler, enfes kokusuyla sabahları aydınlatan kahve dükkanı, bakkal, berber, ayakkabı tamircisi ile bir sokak. Sardunya Sokağı. Birbirinin iç içe geçmiş insanların hayatlarının anlatıldığı.
Tüm sokağa bakan üç katlı bir evin üst katı. Epeyce eski. Uzun zamandır bakım görmemiş, köhne bir ev. Peter'in babasının evi. Peter babası vefat ettikten sonra uzun bir süre kendisini toparlayamaz. Nazan ile evlenir. Nazan bir Türk kadınıdır. Nazan aile zorlaması ile evlendirilse de sonrasında Peter'e aşık olur.
Fakat Peter'in duyguları Nazan'ın duyguları kadar derin değildir. Nazan bir gün temizlik yaparken ıslak bıraktığı merdivenlerden ayağı kayıp yuvarlanır. Bu olay sonrasında vefat eder fakat karnındaki bebeği sağ kurtulur Peter kızına annesinin adı "Lidya" eski bir isim olan cennet bahçesi anlamına gelen bu ismi koyar.
Peter, büyük bir titizlikle büyütür kızını. Dışarıdaki hayatın kötü olduğu ve Lidya'ya zarar vereceği düşüncesiyle kızına evin içerisinde bir hapis hayatı yaşatır. Kızını koruma iç güdüsü o kadar derindedirki zamanla bu saplantı halini alır. Bulutların karanlığı, kasveti ve ağırlığı ile büyümek zorunda kalan Lidya.
Peterin çocuklukta yaşadığı travmalar sonucu psikikolojisi iyi olmayan, eşi öldükten sonra daha da kötü bir hal alır. Kızı ile evinden dışarı çıkmaz. Dış dünyaya kapatırlar kapılarını. Günyüzü görmeyen Lidya yaşamı geçirdiği dört duvardan ibaret sanır. Dış dünyanın ve insanların kötü olduğu olgusu yerleşir belleğine ve hep bu olguyla büyür. Hayatı, ikisine de zehir eder Peter. Babası rahip olan Peter yatalak olan annesinin acılarına son veren babasının intiharına şahit olur. Peter o günden güne evi gibi karanlık dünyasına çekilir. Kızı Lidya'yı da bu dünyaya çeker. Sardunya Sokağında sadece kolonya satar kapı önünde. Petere göre her insan kötü dışarısı tehlikeliydi. Hiçbir Yer Sokağının acınılası garip ailesi.
Libya ise büyüdükçe merakı artıyor, dışarıdaki hayatı kişileri sorguluyordu. Giyinmeyi, süslenmeyi, aşık olmayı, sohbet etmeyi, dışarıda olmayı hayal etmeye başladı.
Her gün açılan dükkanlar, sokaktan geçenleri her gece gelip keman çalan kızıl saçlı kız. Her şeyi o daracık cam kenarından ezberler.
Yaşadığı çağdan bir haber eğitimsiz kalmış dışarıdaki hayatı kendince anlamlandırmaya çalışır. Babasından gizli odasının camının ufak bir köşesinden tek bildiği gördüğü yer Sardunya Sokağını izlemek en büyük mutluluğu.
Bir gün babasının farketmesiyle camlar tamamen kapatıp siyaha boyanır. Özgürlüğünü o küçücük mutluğu elinden alınır. Dış dünya da olan biten her şeyden habersiz çok kötü şartlar altında büyür. Hiçbir şey olmamış ya da olmayacak gibi yaşamak mı doğru?
Yoksa her an bir şey olacak gibi tedbirli olmak mı? Sorgulatıyor.
Nergis; felçli olan Çınara her gece sokağın başına gelip keman çalarak müzik şöleni verir. Nergis hoşlandığı çocuk Çınar için bu şöleni duyurmaya çalışır. Çınar öğrenci iken felçli kalan bir piyanist. Kemanı ile Çınarı hayata döndürecekti bir ihtimal. Hayallerini çaldığı kemana yansıtıyor eşsiz bir müzik şöleni ile sokağı, sokaktakileri büyülüyordu.
Lidya evin içerisinde şahit olur bu şölene.
Bir cinayet işlenir. Sardunya Sokağında.
Bir anne ve oğul.
Peter ve Lidya'nın sakin geçen hayatları bu cinayet sonrası farklı bir boyut alır, geri dönülmez şekilde değişeceğinin sinyalidir bu cinayet. Peter'in bir anlık öfkesi, başkalarının acı çekmesindense ölmelerinin daha doğru olduğuna karar vermesi ile bunu uygulaması. Kötü giden hayatları daha da tepetaklak olur.
Lidya sonunda esaretten kurtulur. Ve karşılaştıkları ile babasının haklı olduğunu acı bir şekilde öğrenir.
Lidya çok merak ettiği dış dünya da istediklerine kavusabilecek mi?
Enver onu o karanlık evden kurtarabilecek mi?
Hayatta iyi renklere iyi karakterlere sahip olan kötü renklere sahip olanlarda var. Sorgulatan, insanları anlamanın, kötülüğü kabul etmekten başka çaremizin kalmadığını farkettiren bir eser. Kötülük, iyilik kavramları üzerine düşündürece, karanlık bir binadan güneşi görmeyi çalışan bir genç kızın dramına gıpta ile ortak olacaksınız.
Lidya, Peter, Çınar, Nergis, Nermin hepsinin hayatında birer acı, bir yarım kalmışlık hikayesi, birer hüzün.
Derin bir psikolojik tahlil.
Kitapla Kalın.
Eray Dedik
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.