Gönderi

'Che' Efsanesi...
Ernesto’nun bedeni sedyeyle bir helikoptere, oradan da Vallegrande’ye taşınmıştı. Bolivyalı askerler onu ibret olsun diye on yedi saat boyunca yerel hastanenin bahçesinde, köşedeki çamaşırhanede sergilemeye karar vermişlerdi. Ernesto Che Guevara’nın soyundan gelen “bozguncular”ın imha edileceğini göstermek gerekiyordu. Che bir ölüydü, ölü, ölü! Bu dramatik son, halka bir ders olmalıydı. Kimse yolunu şaşırıp sonu kaçınılmaz olarak hüsranla bitecek maceralara atılmamalıydı. Yarı çıplak bedeni çimento şapı üzerine konulmuştu. Ayakları çıplak, gözleri açıktı. Halbuki La Higuera’da bir rahibin onları kapattığı söyleniyordu... Bazıları azap çeken abimi Rönesans dönemi İtalyan ressamı Andrea Mantegna’nın Ölü İsa tablosuna benzetti. Benzerlik rahatsız edici derecede çarpıcı olmakla beraber manasız. Bazı tanıklar, cesedinin etrafında dönerken Che’in gözleriyle onları takip ettiğini anlattılar. Diğerleri, vücudunu yıkamakla görevli olup gizli bir hayranı olan doktorun onu mumyalamak istediğini, fakat vakit bulamayınca kalbini bir kutuda saklamak için yerinden çıkardığını anlatıyor. Aynı doktor, biri balmumu biri de alçıdan olmak üzere yüzünün iki maskını çıkarmış. Bir hemşireyse, Ernesto’nun yüzünde öldürülen diğer gerillaların yüzlerinde görülen acı ve ıstırabın yerine sükûnetin olmasına şaşırmıştı. Bu boş laflara inanmıyorum. Hepsi, aynı kapıya çıkıyor: Che’yi efsaneleştirmek. Amacım, abime tekrar bir insan mizacı vererek bu efsaneyi yıkmak.
Sayfa 16 - CAN YAYINLARIKitabı okuyacak
··
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.