Gönderi

105 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Bir toplulukta biraz sert konuşunca topluluktan biri üstada, "hep böyle konuşuyorsunuz, biraz da bizi rahatlatacak şeyler söyleseniz" diyor. Ali Şeriati şöyle cevaplıyor; "Ben sizi rahatlatmaya değil, rahatsız etmeye geldim. Ben esrar ve eroin miyim ki sizi rahatlatayım?" 1933 yılında, İran'ın Sabzevar kentinde doğdu. Milliyetçi öğretmen bir babanın oğlu olan Şeriati, üniversite hayatına kadar İran'da eğitim gördü. Muhammed İkbal ve Mevlâna'dan büyük ölçüde etkilendi. Paris Üniversitesi'nde doktora yaptıktan sonra İran'a dönmüş fakat fikirleri yüzünden "Şah" yönetimi tarafından hapse atılmıştır. Tekrardan hapisten çıkarılsa da sürekli baskı görerek eğitim veren Şeriati İngiltere'ye taşındı. Burda da İran yönetiminin SAVAK adlı teşkilâtı tarafından sürekli rahatsız edildi ve 1977 yılında İngiltere'de vefat etti(veya suikaste uğradı). Ali Şeriati çağdaş İslâm'ın en büyük önderlerinden biridir. Sözde İslâm alimlerini, düşünceleri ile pek rahatsız eden; sadece İslâm değil birçok farklı ideolojiden yararlanan bir sosyolog, düşünürdür. Diğer kitaplarında da Marksizm'den alıntılar yapmış, kendisine "içimde Hz Muhammed ve Marx bir savaş halinde" diyen bir öğrencisine "Müslüman olamıyorsanız Marksist olunuz" diyecek kadar da açık sözlüdür. Sevdiğim ve örnek alınabilecek tek din adamı diyebilirim size Şeriati için. Neden derseniz eğer; o kendine bir cemaat kurup temiz müslümanları dininden etmedi, iktidara yalakalık olsun diye fikirlerinden vazgeçmedi, dini kendine göre yorumlamadı. Ali Şeriati farklı bir müslümandı, çok farklı ve de gerçek. Yakın tarihlerde yaşamış diğer bir din adamı(!); kendine "bediüzzaman" dedirten ve ilahlaşan sait nursi'den daha örnek alınacak bir düşünürdü. Ama kendini reklâm etmediği ve fikrini pazarlamaya çalışmadığı için pek sesi duyulmadı. Size kesin tavsiyem, Şeriati'yi okuyun, anlayın. Şehadet kitabı, Hz.Hüseyin'in davasını, Peygamber(sav)'den sonra İslâm'ın bir makam sevdasına dönüştüğünü anlatıyor. Kerbelâ olayını ve sonrasını unutmamamız gerektiğini ama ağlamak için hatırlamamızın boş bir çaba olduğunu ifade ediyor. Hüseyin'in şehit edilişi, Zeynep'in onun davasını savunmaya devam edişini ve diğer insanların da sakin kalmaması gerektiğini söylüyor: "Gidenler; Hüseynî bir iş yapmıştır. Kalanlarsa; Zeynebi bir iş yapmalıdır. Yapmıyorsa Yezidi'dir!" Diyerek uyuyan müslümanları, zulme sessiz kalan mazlumları, hakkı yenen ve hakkını almaya çalışmayan zayıfları harekete teşvik ediyor, dini dinden uzaklaştıran sahte din alimlerine kayıtsız kalmamamızı söylüyor. Gençlere büyük görevlerin düştüğünü, çok okumamız gerektiğini ve her şeye boyun eğmememizi öğütlüyor. "Şehit, tarihin kalbidir." Elimde 2.baskısı(1990) bulunan "Şehadet" kitabı bana çok şey kattı. Şu ana kadar yakın zamanda da gerçek müslüman din adamlarının; menfaat için çalışmayan, halkın gözünü boyamayan, iki yüzlü olmayan, iktidar ve makam hırsı bulundurmayan olmadığını düşünürdüm. Şeriati tamamen yanılttı beni. Dilerim ki sizler de okur ve faydalanırsınız. Kitaplarla kalın...
Şehadet
ŞehadetAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 2013270 okunma
·
90 görüntüleme
Sümeyye TETİK okurunun profil resmi
Yüreğine sağlık kardeşim, uzun ama bir o kadar da etkileyici bir inceleme yazmışsın. Aslında bende merak uyandırdı okusam mı okumasam mı bilemedim. Hele şu sınavı sağ salim atlatalım da salim bir kafayla okuyayım en iyisi.
Ö. S. A. okurunun profil resmi
Oku oku, Şeriati'yi kesin oku. İnşallah iyi geçer sınavın:)
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.