Gönderi

368 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 9 days
BİR ADAMI YUKON'DAN ÇEKİP ALABİLİRSİNİZ AMA YUKON'U İÇİNDEN KOPARAMAZSINIZ! Sen neymişsin be Günışığı? Kitabı bitirince ilk tepkim bu oldu. Beni bu kadar çok etkileyen, kendine hayran bırakan bir karakter daha görmedim. Okuduğum en iyi Jack London kitabı olduğunu söylesem abartmış sayılmam. 1910'ların en çok satan ve Jack London'u meşhur eden, 4 farklı filmi çekilen bir kitap. Girişimci, altın avcısı Borax Smith'in gerçek yaşam hikâyesinden esinlenilmiş bir karakter romanı. Bu işadamı, London'un hayatta olmak istediği tek kişi ve London'un yaşamak istediği hayatı yaşamış biri. Bir Klondike romanı. Bu kitap şu ana kadar okuduğum London kitaplarının bir karışımı olmuş, yazarın pek çok hikâyesinden izler taşıyor ama bu roman hepsinden daha derli toplu: Vahşi doğada yaşam mücadelesi, altın arayıcılığı, kapitalist düzen ve eşitsizlik hepsi çok güzel kurgulanmış. Yavaşça dokunan bir olay örgüsü, kristal berraklığında düşünceler zinciri, etkili cümleler ve korkuyla karışık hayranlıkla takip edilen bir karakter: Günışığı. Alaska'da altın arayıcılığıyla başlayan roman tatlı bir aşk hikâyesiyle bitiyor. Günışığı’nı ilk olarak Alaska'da görüyoruz, arkadaşları arasında çok sevilen, mert, adam gibi bir adam olduğunu hemen anlıyoruz. Yaşadığı çevre gibi tertemiz, içi dışı bir olan bir insan. Ne zaman ki altın işinden milyonlar kazanıyor ve şehir hayatıyla tanışıyor işte o zaman karakterimizin dönüşümü de başlıyor. Pek çok London kitabında kötüden iyiye doğru evrilen karakterler bu romanda tam tersine iyiden kötüye doğru evriliyor. Şehir hayatının ve paranın bir insanı ne kadar yozlaştırdığını, kendine esir ettiğini çarpıcı bir şekilde görüyoruz. Bu noktada kitaptan bir alıntı yapmak istiyorum ve bence bu paragraf tüm kitabı özetlemeye fazlasıyla yetiyor. Günışığı’nın kim olduğunu, uğrunda milyon dolar servetini gözü kırpmadan feda ettiği sevgilisinin ağzından dinleyelim: "Bu son yıllar boyunca doğal olmayan bir yaşayış sürdürdün, sürdürmekte de devam ediyorsun. Açık havaların adamı olan sen, şehirde, şehir hayatının bütünü pislikler içinde gömüldün. Hiç de o eski Yanan Gün değilsin, seni mahveden şey ise parandır. Gittikçe başka bir insan oluyorsun; daha az ince, daha az temiz ve daha az sağlıklı bir şey haline geliyorsun. Bunun sebebi paran ve yaşayış tarzındır. Sen de farkındasın. Eski vücudun yok şimdi. Gittikçe şişmanlıyorsun ve sağlıklı bir şişmanlık değil bu. Bana karşı açık ve ince yüreklisin, ama eskiden olduğu gibi, bütün insanlara, bütün dünyaya böyle değilsin şimdi. Sert, zalim bir insan oldun. Zalimlik yalnız yüreğinde ve düşüncelerinde değil; yüzünde de görülüyor bu. Zalimlik kendi çizgilerini çekmiş yüzüne senin. İşte bütün bunların sebebi paran ve paranın seni zorladığı yaşama şeklindir. Gaddar, düşük bir insan haline getirdi paran seni..." Evet, Günışığı'nı bitiren para ve şehir hayatı oldu. Ancak tüm bunların farkına varan, gerçek aşkı bulan Günışığı her şeye sırtını dönerek yine eski Günışığı oluyor. Büyüleyici, çok önemli mesajlar ve dersler çıkarılacak bir kitap.
Yanan Günışığı
Yanan GünışığıJack London · Oda Yayınları · 1998467 okunma
··
155 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.