ON ÜÇÜNCÜ AFET
YALAN YERE SÖZ VERMEK
Dil ,âdeta söz vermede yarışır .Sonra da nefis , genellikle o sözü yerine getirmeye yanaşmaz .Böylelikle sözünde durmamış olur .Bu isemünafıklığın alâmetlerindendir .Yüce Allah şöyle buyurur :
" Ey iman edenler ! Akitleri yerine getiriniz "
BU konuda Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur :
"Söz vermek (de karşıdaki insana vaad edilmiş ) bir ikram gibidir .
Bunun için söz verince yerine getirmek gerekir .
Allah Resûlü şöyle buyurur :
" Söz borç gibidir veya ondan daha önemli "
Yüce ALLAH , Kur'ân-ı Kerim'de Hz İsmail'i (a.s) şöyle övmüştür :
"Gerçekten o, sözüne sadıktı ."
Anlatıldığına göre Hz İsmail (a.s ) ile bir arkadaşı bir yerde buluşmak uzere sözleştiler .Arkadaşı buluşma saatini unuttu .Hz İsmail (a.s) onu tam yirmi iki gün bekledi .
Abdullah b.Ömer'in (r .a ) vefât anı yaklaşmıştı .Şöyle vasiyet etti :
" Kureyş 'ten bir adam benim kızımı istemişti .Ben de ona söz verir gibi olmuştum .Vallahi ! Bende münâfıklığın üç alametinden biri bulunduğu halde Allah'ın huzuruna varmak istemem .Sizi şahit tutuyorum ! Kızımı ona verdim ."
Abdullah b.Ebü'l -Hansa anlatır :
Allah Resulü'ne peygamberlik verilmeden önceydi .Kendisiyle alışveriş yapmıştım ve bir miktar borcum kalmıştı .Bir yerde ödemek uzere anlaştık .Ona getireceğime söz vermiştim.Ancak o gün ve ertesi gün borcumu götüreceğimi unuttum .Üçüncü gün gittim ki Allah Resulü hâlâ orada bekliyordu .Beni görünce ,
"Eygenç ! Bana zahmet verdin ; üç gündür seni burada bekliyorum "buyurdu .
İbrahim en- Nehaî 'ye , " Biri birine söz veriyor ,ancak diğeri gelmiyor .Sözünde duranın ne yapmasi lazım ? diye sorduklarında şöyle demistir :
" Onu , öbür namazın vakti girene kadar bekler.Gelmediyse gider ; sorumluluk gelmeyene aittir ."