Gönderi

119 syf.
9/10 puan verdi
Hint kültürününü mistik, edebi, felsefi, bilimsel zenginliğini yansıtan neredeyse yüz bin beyitten oluştuğu anlatılan Büyük Destanı Mahabharata'nın belki de en önemli  bölümü diye tanımlanır Bhagavad Gita. Efsaneye göre Kuru Krallığı'nın yasal varisleri olan kuzenleri tarafından hilelerle saf dışı bırakılmış prensler olan Pandavaların kendi hakları için verdikleri savaşı konu almaktadır. Savaş kaçınılmaz olup, taraflar savaş meydanında karşı karşıya geldiklerinde, savaşın başlatılabilmesi için bir Hint geleneği sözkonusu olur. Buna göre herkes tarafından en iyi ve en güçlü savaşçı olan Arjuna, okunu karşı tarafa fırlatmalı ve savaşı başlatmalıdır. Arjuna, karşı tarafın askeri yerleşimini daha iyi görebilmek amacıyla, arabasını, sürücüsü ve bilge Krişna ile birlikte savaş meydanının ortasına doğru sürer. Meydanın ortasına gelirler.  Arjuna okunu yayına takıp savaşı başlatmak üzereyken, iki orduda da amcalar, dayılar, dedeler, hocalar, kuzenler, oğullar, yoldaşlar, kayınpederler ve iyiliksever insanları görüp düşüncelere dalar ve oku atıp, savaşı başlatamaz. Arjuna, Krişna'ya: "Tüm bu yakınlarımı böyle silahlanmış, savaşa istekli görünce kollarım düşüyor, ağzım kuruyor, titriyorum, tüylerim diken diken oluyor. Yayım elimden kayıyor, alev alev yanıyorum. Ayakta duramıyorum. Başım dönüyor. Kötü alametler görüyorum. Savaşta yakınlarımı öldürmenin nasıl bir üstünlük sağlayacağını da göremiyorum. Çünkü benim istediğim zafer değil. Krallık da değil, zevk de. Uğrunda krallığı, mutluluğu ve zevkleri istediğimiz kişiler burada savaştalar ve hayatı, zenginlikleri terk ediyorlar. Krallık için bile olsa, kendim ölsem dahi, onları öldürmek istemezken, yeryüzü krallığı için bunu nasıl yaparım." Krişna, Arjuna'ya: "Sözlerin bilgece görünse de sen üzülmemen gerekenler için üzülüyorsun. Bilgeler ne yaşayanlar ne de ölüler için üzülürler. Çünkü ne senin ne de burada toplanmış bu asil kimselerin var olmadığı bir zaman hiç olmayacak. Soğuğu ve sıcağı, zevki ve acıyı veren maddeyle birliktelik geçicidir, gelir ve gider. Bunlara cesurca katlan. Gerçek olmayanın varlığı yoktur, gerçek olansa hep vardır. Şeylerin özünü gören, ikisinin de gerçeğini algılamış demektir. Sonsuz olan, yok edilemez ve ölçülemez olan Bir'in bedenleridir. Bu yüzden, savaş!". Böyle başlar ve çok uzun süre Arjuna ve Krişna arasında geçen diyaloglara tanık oluruz. Aslında eserde diyaloglarda geçen öğretiler; Arjuna, yani kendisini tanımak ve potansiyellerini keşfederek daha iyi bir insana dönüşmek isteyen bilgelik adayının kendi iç sesiyle konuşmaları ya da hesaplaşmasıdır. Aslında karmaşık olmayan ama insanın ruhsal arayışında sorduğu sorular ve mücadele ettiği açmazlar için gerçek cevaplar ve çözümler konusunda bizlere bir takım değerli fikirleri ve kavramları sağlamak üzere okunabilecek bir kitap aynı zamanda. Bu arada başka bir kavramdan daha bahsetmek doğru olacak, Hint felsefesi insanı şematize ederken yedi aşamalı bir şemada göstermiştir. Altta dört katlı kare bir bina, üstte ise üç katlı üçgen bir çatı vardır. Hint felsefesine göre alttaki dört katlı kare yapının en altında fizik beden vardır, ki mineral dünyaya eştir. Yani insanın hareket etmeyen katı yapısı tıpkı doğadaki maden ve mineraller gibi, kimyasal yapısıdır. İkinci katta fizik beden bulunur, ki bu beden bitki dünyasına denk gelir. Bitkinin yaşamı, var olmasına olanak veren rutin ve kendiliğinden hareketlerle gerçekleşir, insanda ise bu nefes, kalp atışı gibi refleks hareketlere eştir. Üçüncü katta hayvana denk gelen duygu dünyası vardır, ki insanın fenomenlerini oluşturur ve duygular arası salınım gerçekleşir. Dördüncü kat insanın kendine ait olan somut düşünce katıdır, ki sınırlı akıl olarak kendisini gösterir; sınırlı olan ise bütünü idrak edemediğinden, bencildir. İlk dört katın sonuna kadar” diyor Hint Felsefesi “insan, kama manas’tır” yani erdemli, ilkeleriyle yaşayan, içindeki tanrısallığa dokunabilmiş değildir. Yukarıdaki üç katlı üçgene çıkmak lakin, zordur; çünkü arada sembolik bir boşluk vardır. O Boşluk’ta insan aşağıya çekilmekle yukarıya yükselmek arasında debelenir durur. “Ah, at okunu Arjuna, akrabalarına!” İnsan kendisiymiş sandığı kama manas’ı; yani tüm alışkanlıklarını, kendisine ailesi, akrabası gibi yapışmış başkalarının yarattığı duygu dünyasından farkına varmadıkça, kendinden kurtulamadıkça der Hint felsefesi, insan, manas yani Kamil olamaz. İlk dörtlüde kalmış insan toplumun aynasıdır;  toplum neyi talep veya dikte ediyorsa, odur ama kendisi değildir. Ünlü ezoterik Hint öyküsü Bgahavad Gita, insanın alt dörtlü ile üst üçlü arasındaki savaşını anlatır. Arjuna, alt ile üst arasında, okunu atan kişi rolündedir.  Aynı öykü der ki, aşağıdaki dört kat kişilik, üstteki üç kat süvari gibidir; birey olan; yani manas, at gibi olan kişiliğin; yani Kama Manas’ın üzerinde ilerlerken, süvari gibi ona hükmeder. Eğer birey; yani manas, olamamış ve kama manas kalmışsa insan, at onu nereye isterse oraya götürür… “Ah, at okunu akrabalarına ki, hafifle seni dünyevi olana bağlayandan, yüksel  göksel olan Sen’e ve içindeki Tanrısal öze…” Eğer Arjuna oku yukarıya atmışsa, insan üç katlı üçgene çıkmaya başlar. Bu üç katlı üçgenin ilk katında saf zihin vardır ki, buna Hint felsefesi kahramanın zihni der. Burada erdemlere; yani zamanla değişmeyen ilkelere sahip manas vardır. Bu kişi adaletlidir, dürüsttür, cömerttir, topluma ne verebilirim sorusuyla hareket eder, sabırlıdır, hoşgörülüdür, mütevazidir.  Üçgenin ikinci katı sezgisel zihindir ki, buna dehaların zihni de denir. Burası ilhamlar alan ve bunu içinde bulunduğu toplumla paylaşan insana denk gelir. En tepeye Hint Felsefesi saf irade der ki, bu insanın içindeki tanrısallığın makamıdır. İlk dört kat arzu zihindir ki, insanı kısıtlı hesaplamalar, beklentiler ve duyguları arasında sallar durur. Son üst kat saf zihindir ki, bu zihinle yapılan her şey evrensel olanla uyumlu ve karşılıksızlık içinde bireyi özgürleştiren eylemlerdir. Tipik bir savaş destanı ve meydanda yer alan iki savaşçının konuşmaları gibi okunduğunda çok da fazla anlam yüklenemeyen bu efsane roman, yukarıda bahsedilen bakış açısı ile okunduğunda lezzetli bir biçime dönüşüveriyor...
Bhagavad Gita: Binlerce Yıllık Hint Bilgeliği Hazinesi
Bhagavad Gita: Binlerce Yıllık Hint Bilgeliği HazinesiKolektif · Yeni yüksektepe çeviri grubu · 201628 okunma
·
49 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.