Yandaşlarının Batı Anadolu’ya yerleşmesi ve Hıristiyanlarla temasları
açısından, kısa sürse de belirleyici bir nitelik taşıyan bu yolculuktan sonra,
Bedreddin doğduğu topraklara, Trakya’ya dönmeye karar verir. Ancak
Anadolu beyleri kendi aralarında savaştıklarından, denizyolu Saruhan’ın
donanması tarafından kesilmiştir ve şeyh Edirne’ye dönmek için karayolunu
izler. Kütahya ve Domaniç’ten Bursa’ya geçerek yolunu uzatmak zorunda
kalır. Burada Menakıbname’nin sözünü ettiği savaş olasılıkla,
8 0 8 /1 4 0 5 ’te Mehmed Çelebi’yi, kardeşi ve rakibi İsa’nın İzmir, Aydın
Menteşe ve Saruhan beyleriyle kurduğu koalisyonla karşı karşıya getiren
savaştır.
Bedreddin’in bu yolculuk sırasında, daha sonraki isyanda Manisa civarından
harekete geçecek olan diğer bir önemli müridini, Torlak Kemal’i
de saflarına kattığı dikkate alınırsa, bu yolculuk boyunca şeyhin yöre ahalisiyle
çok verimli temaslar kurduğu düşünülebilir. Bedreddin’in izlediği
güzergâh yalnızca Batı Anadolu’yu saran siyasi kargaşa tarafından belirlenmemişti:
Bu güzergâh yaylalardaki Türkmen nüfus arasında görüşlerini
vazetme arzusunu da yansıtıyordu. Türkmenler 14. yüzyıldan itibaren,
Domaniç dağından Keşişdağına [Uludağ] kadar uzanan bu engebeli bölgede
sürülerini otlatırlardı. Osmanlı beyleri de sıcak mevsimi buralarda
geçirmeyi severdi. Örneğin 14. yüzyıl ortasının Bizanslı bir tanığı, Gregorius
Palamas’a göre, Orhan Bursa yakınındaki yaylalardan birinde kalırdı.
Görünüşe göre, şeyhin düşünceleri dağlık arazide biraz tecrit olmuş durumda
yaşayan Türkmenler arasında her zaman iyi kabul görmüştür; Bed
reddin Edirne’ye varmadan önce Kurudağ’da [Korudağ] heyecanla karşılanacaktır.
Aynı şekilde Börklüce en ateşli taraftarlarını İzmir’in karşısındaki
Karaburun dağından toplayacaktır; ayrıca Antakya’daki Yayladağ’da
Bedreddinîlerin varlığı saptanmıştır.
Keşişdağı eteğindeki bir köyde şeyh bir Torlak topluluğuyla karşılaşır.
Köyün adı Sürme’dir ve Menakıbname’de bu adın belirtilmesinin
nedeni, Menderes yakınındaki Nizar ve daha sonra Bulgaristan’da Zağra
bölgesindeki Duğalar’la birlikte, Bedreddin’in düşüncelerinin yayıldığı
üç merkezden biri olmasıdır. Aydıneli (Börklüce), Saruhan (Kemal)
ve Rumeli isyanları olasılıkla bu merkezlerden düzenlenmiştir.