Biraz Jack London'un "Martin Eden" romanına benziyor ilk başları. Martin Eden gibi eşyalarını rehinciye verip oradan aldığı 3-5 kuruşla idare etmeyen çalışan bir karakter kahramanımız.Gün gelir rehinciye verecek bir şey bulamaz ve ceketinin düğmelerini keserek onları vermeyi düşünür ama rehinci bunları almaz tabi. Martin Eden'den çok daha sefil bir hayat yaşamaktadır. Günlerce aç kalıyor, açlığını bastırmak için tahta talaşları yiyor, sırf ağzında birşeyler gevelemek için elbisesinden bir parça kopartıp ağzına atıyor. Olmayan köpeği için kasaptan kemik isteyip açlığını bastırmak için onu kemiriyor, parmaklarını emiyor ve kanatıp kendi kanının tadına bakıyor.
Açlığın getirdiği psikolojik sarsıntılar ve yazarın kafasından uydurduğu ve yaşadığı değişik olaylar insanı derin düşüncelere sevk ediyor. Kesinlikle tavsiye ederim.