Haruki Murakami`i ilk defa test ettim. Adını daha önce çok duymuş bununla beraber çokçada merak etmiştim. Geçen gün gitdiğim bir arkadaşımın evinde Norwegian Wood`u görünceye kadarsa merakım merak olarak kalmıştı. Bu kitabı arkadaşımdan ödünç alıncaya kadar ne diller döktüm bilseniz. :) Deydi mi? Hayır... Arkadaşım sonunda pes edip " iyi o zaman sen oku bari bana da anlatırsın" dedi. Ne anlata bilirim ki?! Koca bir hiç... Geçelim kitaba: İlk okurken Haruki Murakami kim diye baktım ilginç bir şeye rastladım diyor ki yazar; bir gün basket maçı seyrederken yazar olabileceğini düşünmüş, kitap yazabilirim demiş. Norwegian Wood`u ( Norveç Ormanı`nı) okurken acaba ilk kitabı mı dedim değilmiş. Hatta en büyük ününü bu kitapla kazanmış. Çok yazık... Kitap 400 sayfa bende olan basımı 438 sayfa. 438 sayfaya ulaşmak için sayfa sayfa atladım. Aşk diyor ya bi de yazar iyice sinir oldum. Benim bildiğim mi aşk saf olur yoksa ben mi eskilerde kaldım? Ya da 1968leri anlatan bu kitap mı oldukça çağdaş... Kimin kimle ne yaşadığı belli değil, yazar ne anlatıyor, kime ne mesaj veriyor belli değil... Bi de her kes intihar ediyor ya en sinir olduğum nokta burası. Sebeb? Sebebi bilmezseniz daha iyi herhalde. "Norwegian Wood" şarkı ismi. Kitab`ın ismi de bu şarkıdan geliyormuş. "Muş" diyorum çünkü 438 sayfada toplam 3 kere filan adı geçti diğer 30 daha şarkının içinden. Bir özelliği varsa da yazar okura geçiremedi. Bence yazar kitabı aklına geldiği gibi yazdı sonra "hani isim" dedi, sonraysa ismi esrarengiz diye "Norwegian Wood" üzerinde durdu. Ben olayı bu kadar basitleştirdim. Haruki Murakami seferim galiba burada son bulmuştur. Ha bi de unutmadan iyi ki de bu kitabı türkçeye çevirmemişler. İnşallah uzun bir sürede çevirmezler. Sırf bunu yazmak için yoğun sınav hazırlığımdan başımı kaldırdım; Şiddetle tavsiye etmiyorum !!!