Gönderi

95 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 25 hours
Kısa kitaplara olan hayranlığımla,hepinize merhabalar :) Kitabı okulda açtım,korka korka,ne olacağını hiç bilmeyerek.Başladım,ağır aksak,anlaya anlaya,sindire sindire okudum.Karanlık hislere,kitaptaki karakterin-kendi deyişimle yazarterin-boşluğuna,kah baykuş olarak,kah kör olarak,içlerime doğru yolculuğa çıktım.Hayal etmedim,kitabı yaşadım.Bu karmaşık dünyaya ortak oldum.Bu yazara,bu şahesere hayran kaldım. Çok söz vardı,elimden kalem eksik olmadı.Her söz üzerine çokça düşündüm.Ve yorumu da alıntılar üzerinden yapıyorum. "Kendimi daha iyi tanımak istiyorum." diyor,kitapta yazarter.İlk okuduğumda yazar kendi hayatını yazıyor dedim. Yazarter de oradan geliyor.Ne kendi hayatı,ne de değil.Gerçek hayatta da Hidayet kendini tanıyamamış,kitapta da.Bu kitabı belki anlarım diye,tanırım diye,tatmin olurum diye yazmış olabilir.Çünkü bu kitabı yazmak için,bu ruh halinde olmak gerek. "Yalnız ölüm yalan söylemez! Ölümün varlığı bütün vehim ve hayalleri yok eder. Bizler ölümün çocuklarıyız, hayatın aldatmacalarından bizi o kurtarır." böyle bir alıntı daha var,aklımda,ve defterimde kalan.Ölüm... Ölüm ne kadar sorgulanmış bu kitapta.Zaten kitap da ölüm üzerine değil mi,yalnız karakterin ölmesini bekledim,o şarabı içerek,ya da o satırla keserek...Herkes öldü,bir o kaldı.Ve kahkahayla gülen o ihtiyara dönüştü.Elinde kalan her şeyi kaybetti,etkilendiği o kadını,mezardan ona kalan o testiyi,kahpeyi,kahpenin anasını,aklını,düşünmesini,ve içindeki her şeyi.. "Odamı sınırlayan dört duvar arasında, varlığımı ve düşüncelerimi kuşatan hisarın içinde ömrüm azar azar eriyor bir mum gibi, hayır, yanlışım var, ömrüm bir oduna benziyor, ocaktan düşen bir oduna: Öteki odunların ateşinde kavrulmuş, kömürleşmiş, ama ne yanmış, ne olduğu gibi kalmış bir oduna benziyor. Fakat diğerlerinin dumanından, soluğundan boğulmuş..." Bu da başka bir alıntı kitaptan.Ortam oda gibi gözükse de,ortam o kişinin kafası.Her yer o kafadan ilerliyor ve gelişiyor.Bir odada ölü bir yaşam sürüyor,yazarter.Odası bir tabut,kendisi ise ocaktan düşmüş bir odun.Odunlar arasında ise boğulmuş,yani kendi fikirleri arasında... Yazarter zaman kavramını hiçe saymış,şimdiyi,geçmişi,ve düşünmeyi birleştirerek önümüze sunmuş.Karıştırmış,bir şimdi,bir geçmişi anlatıp durmuş.Bu kitabı daha ilginç kılan kısmı,çünkü kitabı hissederek okuyanlar,bu zaman kavramını fazla hissetmemişler... Hidayet'in kalemi insanı derinden sarsıyor.,düşündürüyor.Ve beni açıkçası korkutuyor... Olay ise hiç anlatılacak gibi değil,ya da ben istemiyorum.Bu kitabı,İran Edebiyatı'nı belki de hiç okumamak üzere rafa kaldırıyorum.O ruh halinden çıkarak yeni kitaba döndürüyorum kafamı,bol keyifler,bolca okumalar...
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328.6k okunma
·
5 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.