Gönderi

Aslnda az farklılıklarla bütün hikayeler birbirine benzer. Balangıçta, oluşmaya doğru giden bir konu vardır. Bir kriz olur. Bu kriz onu harekete zorlar. Davranışına göre ya ölecek veya gelişecektir. Size anlatacağım ilk hikâye evrenimizin hikayesidir. Çünkü onun içinde yaşıyoruz. Ve çünkü bütün her şey, ister küçük ister büyük olsun aynı kanunlara uyar ve aynı karşılıklı bağmlılık içinde kalır. Örneğin, bu sayfayı çevirdiğiniz zaman işaret parmağınızla kağıdın selülozuna bir noktadan dokunursunuz. Bu temasta çok küçük bir ısınma, her şeye rağmen gerçek bir ısınma meydana gelir. En küçük halinde olduğu düşünülse bile bir ısınma, bir elektronun sıçramasna neden olur ve bu elektron gelir diğer bir zerreciğe çarpar. Bu zerrecik gerçekte "göreceli olarak' muazzamdır. O kadar ki elektron ile çarpması zerreciği allak bullak etmeğe yeter. Oysa önceleri atıl, bo ve soğuk idi. Sizin sayfayı çevirmeniz yüzünden krize girmiştir. Dev gibi kıvılcımlar onu çizik çizik yapar. Sadece bu hareketinizle sonuçlarının ne olabildiğini hiçbir zaman anlayamayacağnz bir olay başlatmış olursunuz. Kim bilir yeni dünyalar doğmuştur belki, belki de başka dünyalarda yaşayanlar, metalürjiyi, başka yörelerin mutfaklarını ve yıldızlar arası seyahatleri keşfedecekler. Hatta belki de bu insanlar bizden daha akıllı olacaklar. Ve eğer sizin elleriniz arasında bu kitap olmasaydı ve eğer parmağınız bu ısınmayı başlatmasaydı bu dünyalar var olmayacaktı. Aynı biçimde bizim evrenimiz de, belki dev bir uygarlığın bir kitap sayfasının bir köşesinde, bir ayakkabı tabanında veya bir şişe biranın köpüğü arasında yer almaktadr. Bizim neslimiz hiç şüphesiz bu gerçeği saptama olanağına hiçbir zaman ulaşamayacaktr. Bildiğimiz tek gerçek o ki evrenimiz, diğer bir deyimle evrenimizi ihtiva eden zerrecik çok uzun zamanlar önce boş, soğuk, karanlık ve hareketsiz idi. Ve sonra birisi veya bir şey krizi başlattı. Bir sayfa çevrildi, bir taş üzerinde yüründü, bir bira şişesindeki köpük çalkalandı. Yani daima bir neden var. Bizim zerreciğimiz uyandı . Biz bunun muazzam bir patlama olduğunu biliyoruz. Big Bang olarak adlandırdığımız... Belki her saniye, sonsuz kadar büyüklük, sonsuz kadar küçüklük, sonsuz kadar uzaklık içinde, on beş milyar sene önce bizim evrenimizin doğduğu gibi, bir evren doğmaktadr. Bunlar bilinmemektedir fakat bizimkinin en "küçük" ve en "basit" bir, atomun patlaması ile husule geldiği bilinmektedir": hidrojen. Muazzam bir patlama ile birdenbire uyanan bu sonsuz sessizlik boşluğunu hayalinizden geçirin. Biraz önce niçin sayfa çevrildi? Niçin biranın köpüğü çalkalandı. Önemi yok, fakat olay yalnzca, hidrojenin yanması, patlama ve kavrulma. Tertemiz, lekesiz boşluğu muazzam bir ışık kaplyor. Kriz başlıyor. Hareketsiz duran şeyler harekete geçiyor, soğuk durumda olan eyler ısınıyor. Sessiz duran bütün bu şeyler uğuldamaya başlyor. Kor haline gelişte ilk olarak hidrojen helyuma dönüşür, yani kendisinden daha karmaşık olan atom haline. Bu değişime bakarak bile evrenimizin büyük kuralını söyleyebiliriz: HER ZAMAN DAHA ÇOK KARMAŞIK. Bu kural bir gerçektir. Fakat komşu evrenlerde bunun daha değişik olmadığını kimse kanıtlayamaz. Diğerlerinde, bu belki de: HER ZAMAN DAHA ÇOK SICAK veya HER ZAMAN DAHA ÇOK KATI veya HER ZAMAN DAHA ÇOK ACAYİP.
Sayfa 48 - Arıon yayıneviKitabı okudu
·
17 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.