ASLI – On dakika oldu mu?.
KAMİL – Ne yaptın kızım içinden mi saydın?.
SELİN – Ben saydım. 10 dakika oldu Doktor Hanım.
DERİN – Neyim var?.
PSİKOLOG – Biraz tansiyonunuz yükseldi sanırım.
DERİN - Açelya! Kaçma!. Yoruldum… Sevgini hissetmiyorum, yokluğuna susuyorum. Dilim,
kalbim, gözlerim hep kurudu. Durmayacaksan kes ipimi!. Ben senin, yokluğunu tekrar var
edemem ki?!.
PSİKOLOG – Sakin olun… ( Yazar kapıdan içeri girer. Daktilonun başına geçip tozunu alır. )
YAZAR - Tamam, iyiyim ben Anne.
ANNE – Üşüyeceksin oğlum ( Üstüne bir şey örter. )
BABA – Güzel evmiş…
KAMİL – Geçmiş olsun, önemli bir şey yok değil mi?.
BABA – Sağol aslan yok bir şey, öyle bayılası gelmiş.
KAMİL – Anladım. ( Polisler girer, hırsızlarla birlikte. )
ASLI – Ne oldu Polis Bey?.
POLİS – Evin sahibini de almamız gerekiyor ifade için.
KAMİL – Kendisi şimdi check-up yaptırıyor. Psikologla işi bitince birlikte geliriz.
POLİS 2 – Sorun değil biz bekleriz, geçin len şöyle.
HIRSIZ – Ana! Hacı yazar ölmemiş.
HIRSIZ 2 – Ölürse, bizde ölürüz manyak.
YAZAR – Seyircileri görmüyor musunuz?.
HIRSIZ – Görüyoruz abi, sen devam et.
HIRSIZ 2 – Ne seyircisi oğlum.
HIRSIZ – Lan oğlum Yazar’a karşı gitmeyelim, belki yırtarız.
HIRSIZ 2 – Haklısın lan. Görüyoruz biz abi, Polis abiler görmüyorlar.
POLİS – Sessiz olun oğlum, seans var. ( A.GÖREVLİLERİ kapıdan girer elinde pastayla. Hep
bir ağızdan başlarlar… )
HEPSİ – Mutlu yıllar sana, İyi ki doğdun Derin…
DERİN - ( Tek spot verilir sahneye. Fonda daktilo sesi, Derin kalkar yerinden. ) Kalabalık
toplanmış, önümde harfler topluluğu, bir saniye… Onların önünde ki kelimelerim, izin verir
misiniz lütfen?. Sıralı cümleler, sıralanmış bakıyorlar, geçebilir miyim?. Etrafta gizli öznelerim
ve yine saklanmışlar, şimdi değil… ( Tam ortaya gelir ve tavana bakar. ) Kalabalığın ortasında
Açelya hemen önümde silgim…
KAMİL – ( Yukarıyı göstererek. ) Bu Açelya değil!. Görmüyor musunuz?. Yazarın yaşları
düşüyor üstümüze…
DERİN - Kalabalık destekliyor silgiyi, Açelya suskun, korkmuş, gücünün farkında değil!.
KAMİL – Bakın düştü maskesi!. O da bizim gibi sıradan bir kelime işte…
DERİN - Kalabalığın sesi yükseliyor,
HEPSİ - Sil!., Sil!., Sil!.
DERİN - Sakin olun!. Şimdi değil…
AÇELYA – Aşkım...
DERİN – Aşkım... Yardım et bana…
AÇELYA – Gerçekten yardım etmemi istiyor musun?.
DERİN – Evet, kendimi sana teslim etmeye hazırım…
AÇELYA – Ne olursa olsun kopmayacağına söz veriyor musun?.
DERİN – Söz… Al beni yanına…
AÇELYA – Hazır mısın aşkım?.
DERİN – Evet…
AÇELYA – Şimdi sakın benden kopma.
DERİN – Tamam.
AÇELYA – Evin kapısından güvenlik görevlileri girecek şimdi. Kapın sağında ve solunda
duracaklar, senin haricinde kimsenin evden çıkmaması için. ( Kapı açılır ve güvenlik
görevlileri girer. Diğer karakterler kendileri arasında duruma göre rabarba oluştururlar. )
Şimdi beni iyi dinle aşkım. Bu kapıdan dışarı çıkman gerekiyor, benim yanıma gelmen için…
DERİN – Korkuyorum…
AÇELYA – Korkma ben yanındayım… Yapabilirsin aşkım, neleri başarıyorsun, bu senin için ne
olabilir ki? Hadi çok az kaldı…
DERİN – Tamam… ( Yavaş yavaş sokak kapısından çıkar. )
AÇELYA – Şimdi sağ doğru devam et. Yanındaki iki kişiyle birlikte devam et. Hiçbir yere
odaklanmana gerek yok. Sadece önündeki kapıya doğru ilerle… İşte böyle aşkım, sakın
kopma… Aç kapıyı, korkma… ( Seyircinin önüne doğru gelir. ) Büyük ekranın önündeki
koltuğa otur aşkım. ( Söyleneni yapar. ) Gerçeği öğrenmek istiyor musun?.
DERİN – Evet…
AÇELYA – Öğreneceklerin sonu ne olursa olsun, sakın kopma tamam mı?. Yoksa en başa
döneriz… Hastalığını kurtaramayız…
DERİN – Ne hasta mıyım ben?.
AÇELYA – Şizofreni hakkında ne biliyorsun?.
DERİN – Olmayan karakterleri yarattığını…
AÇELYA – Seninde var olmayan karakterlerin şu an çıktığın evde duruyor.
DERİN – Nasıl yani?.
AÇELYA – Ekranda odanı görebiliyor musun? İçerdekileri…
DERİN – Evet…
AÇELYA – Tamam, Derin kabullenmesi çok zor olabilir ama sakin ve yavaş yavaş ilerliyoruz
tamam mı?.
DERİN – Tamam ama elimde olmadan heyecanlanıyorum.
AÇELYA – Heyecanlanman çok doğal ama korkuya sakın çevirme, çünkü gerçeği gördüğün ve
ulaştığın zaman mutlu olacaksın. Burada korku yok…
DERİN – Şizofren miyim ben?.
AÇELYA – Evet ama gördüğün gibi şu an kurtulma aşamasındasın.
DERİN – Sen gerçekten Açelya mısın?. Belki seni de yarattım?. Tanrım, ne oluyor bana?!.
AÇELYA – Sakin ol… Sakin hani kopmuyorduk?.
DERİN – Tamam…
AÇELYA – Şu an ekranda gördüğün, karakterlerin senin içinde aslında, gözlerinin içi yani
beynin seninle oyun oynuyor Derin. Tıpkı yazdığın eserlerin gibi… Sen bu karakterlerini gerçek dünyana da gizledin ama bunu kimseye belli ettirmemeye çalışıyorsun ve senin
karakterlerin bu görevi üstleniyor. Yakalanan karakterlerini ürettiğin bir senaryoyla, senaryo
dışına atıyorsun. Ekranda şu an kimse yok, boş bir oda ama senin var etmenle var oluyorlar.
Eminim şu an, arkanda seyirci yaratmış olsaydın, onlarda baktığın ekrana aynı şekilde
bakacağı için, yani senin birleştirdiğin dünyaya, karakterleri göreceklerdi ama gerçek burası,
inanmalısın… Ben seslendirme bölümü mezunuyum, Açelya hanımın birkaç video ve ses
kaydından, en uygun olan ses seçildi yani benim sesim. Gerçek olduğuma inanmanız için
mikrofon ile size doğru geleceğim. ( Seyircilerin arasına çıkar. ) Merhaba... Benim adım
Eylül, sizin adınıza çok üzüldüm, ayrıca yazılarınızı çok beğendiğimi söylemek isterim.
Kulağımda kulaklık var. Bu kulaklıktan bana Prof. Dr. Mümtaz Bey söylemem gerekenleri
söylüyor ve bende size bunları, duruma göre yani rolüme uygun bir şekilde iletiyorum. (
Mümtaz, Derin’in yanına gelir. )
MÜMTAZ – Sayın Derin aramıza hoş geldiniz. Çok uzun zamandan beri sizi izliyorum,
yazılarınızı inceliyorum, dünyanız hakkında hemen hemen her bilgiye sahibim. Sizinde
dediğiniz gibi sizi sizden daha iyi tanıyorum. Açelya Hanım’ın öldüğünü, ikimizde çok iyi
biliyoruz. Bu ölümün ardından çok üzüldüğünüzü ve bu yüzden bir travma geçirdiğinizi,
biliyorum. Başlatmış olduğunuz agorafobi, hemen ardından gelen şizofreni hastalığını da aynı
şekilde tetiklemiş oldunuz yani siz yaratmış oldunuz. Sizin dünyanıza girmenin başka bir yolu
yoktu. Sesi Açelya Hanım’a benzeyen, Eylül’ü bulduk. Siz önemli bir yazarsınız, sizi
kaybetmemek için ve birazcıkta tabi işimi, yani görevimi başarıyla tamamlamak için çok
uğraştım. Bu birlikte elde etmiş olduğumuz bir başarıdır… İsterseniz içeride yaratmış
olduğunuz karakterlerle birlikte görüşelim. Onların sizin hayal ürününüz olduğunu
kanıtlayalım. Buyurun gidelim… ( Görevliler Derin’i kaldırır. )
DERİN – Açelya öldü mü?.
MÜMTAZ – Evet…
DERİN – Gerçekten mi öldü?.
( Sahnenin çıkışından çıkarlar evin kapısından girerler. )
SELİN – Ne oluyor Derin?.
KAMİL – Kardeşim iyi misin?.
ASLI – Üstüne gitmeyin ilk defa çıkıyor dışarı, olur böyle şeyler.
DERİN – Sakin olun!. Her şey yolunda... Sadece biraz hava aldım hepsi o kadar. Şu doğum
gününü atlatalım, sonra Açelya’yı yazmam gerek.
SELİN – Birlikte yazarız.
DERİN – Olur…
MÜMTAZ – Derin Bey?. ( Derin onlara doğru döner. )
DERİN – Kusura bakmayın… Siz senaryo dışında kaldınız.
SELİN – Dışarıda kalanlar kim tatlım?.
DERİN – Kötü düşünceler…
( Pastayı üfler ve ışıklar söner. )
SON