Gönderi

192 syf.
4/10 puan verdi
Aylak Adam... Kitabın giriş cümlelerinde tamam işte Günday ve Serbes vari bir yazar daha buldum diye çok sevinmiştim,kitabı bitirdikten sonra nette biraz dolaştım,hakkında yazılmış yorumlara baktım,Başyapıt,süper bir kitap,Yusuf Atılgan'ın en iyilerinden biri yorumları geçiyordu,orada tek tük kitabın çok basit olduğunu,okunmasa da bir şey kaybedilmeyeceği yorumları vardı. Benim fikrim;Abilerim Ablalarım bu kitap bir çok okur için bir başyapıt olabilir ama bana hiç ama hiç bir şey vermedi.Aylak ve paralı ( zengin değil,paralı,arada fark varmış :O ) bir adamın sabah akşam sokaklarda dolaşarak onu bunu gözlemlemesi ve şöyle mi yaşıyordur,böylemi yapıyordur diye kendi kendine fikir yürütmesi,arada kadınlarla olan ilişkileri,bla bla bla (bla'lar içi boş satırlar) Bu ne abi?Bunu bende yazardım diyeceğim burun kıvıracaksınız,ama cidden yazardım,sizde yazardınız.Eğer bu kitap Yusuf Atılgan'ın en iyilerinden biri ise,Yusuf Atılgan benlik değil demektir. 155 sayfa bunun yerine çizgi roman okusaydım keşke. Ancak şunu özellikle belirtmek isterim,eğer ki Atılgan bu satırlara biraz küfür,biraz argo serpiştirseydi çok iyi bir yeraltı edebiyatı ortaya çıkardı.Kitap hakkındaki yorumları okuduktan sonra düşünmeden de edemedim "acaba bu kitapta benim anlamadığım,alamadığım ne olabilir? )EE düşündüm işte,biraz sağından düşündüm,biraz solundan yok abi yok!Kitap boş yaa! Kitapta bir şey yok ki alasın.Alabilen varsa bana anlatırsa minnet duyarım,bakış açıları,düşünce yapıları farklıdır,ona göre gerekirse Yusuf Atılgan'ı tekrar okurum.Yardımcı olursanız sevinirim. Hepinize Bol Kitaplı,Keyifli okumalı,Güzel Günler Dilerim.Teşekkürler. facebook.com/download/previe...
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201995 okunma
·
9 views
Fatih Karakaya okurunun profil resmi
Aylak Adam... Benim kitaplardan, dergilerden alıntılarımı yazdığım defterimde en çok alıntının bulunduğu(11 alıntı) kitaptır. Bu yüzden benim için başyapıtlardan biridir. Kitabın olay örgüsü anlattığınız gibi ama ben olay örgüsünden ziyade bu kitapta cümlelere dikkat ettim. Nedeni de şu: Ben bir kitabı okumayı düşündüğümde yazarının diğer kitaplarını inceler ve mümkünse kitapları yazış ya da yayımlayış sırasına göre okurum. Çünkü yazarın yazım hayatında, fikirlerinin, kurguladığı dünyanın, yazış tarzının temelini ve gelişimini görmeyi isterim. Yusuf Atılganda da benzer şekilde oldu ve ilk kitabı Anayurt Oteli'ni okumakla başladım işe. Okurken biraz zorlandım, çünkü ben de Yusuf Atılgan'ı, Sabahattin Ali gibi hem olay örgüsünde hem de tahlillerinde etkileyici (Biraz açarsam: okuyucuyu yer yer sarsacak) bir yazar olarak görüyordum. Haliyle bu beklenti ile başladım kitaba ama uzun uzun Zebercet karakterinin iç dünyasını karmaşık bir olay gidişatı ile okurken buldum kendimi. Daha sonra kitabı bunun bilincinde olarak, daha çok karakterlerin duygularına dikkat ederek okudum. Bu sayede kitap daha akıcı oldu benim için. Aylak Adam kitabında da beklentim bu yönde, yani olay örgüsünün etkileyici bir yanı olmayacağı, kişilerin iç dünyasının öne çıkacağı ve uzun uzun anlatılacağı yönünde oldu. Bu sayede kitap benim için farklı konuma geldi. Birkaç örnek vermek istiyorum: "İnsan hasta oldu mu kendi etinin bilincine çok daha varıyordu. Belki onları toplum içinde yaşatan hastalık bilinciydi."(sayfa:29) "Kornasını ötekilerden başka öttüren bir şoför, çekicini başka ahenkle sallayan bir demirci bile ikinci gün kendi kendini tekrarlıyordu. Yaşamanın amacı alışkanlıktı, rahatlıktı. Çoğunluk çabadan, yenilikten korkuyordu. Ne kolaydı onlara uymak! Gündüzleri bir okulda ders verir, geceleri sessiz, güzel kadınlarla yatardı istese. Çabasız. Ama biliyordu:Yetinemeyecekti. Başka şeyler gerekti. Güçlüğü umutsuzca zorlamak bile güzeldi."(sayfa:41) "Birden anladı. Dilencinin niye beş gün gelip iki gün gelmediğini, niye hep bu vakit burada olduğunu artık biliyordu. Güldü. Yaman adamdı bu dilenci. İnsanların işten dönerken ucuza huzur satın aldıklarını biliyordu. Cumartesileri, pazarları gelmiyordu."(sayfa:42-43) Birkaç tane daha ekleyeceğim alıntı vardı ama bunlarında yeterli olduğunu düşünüyorum. Yukarıda ki cümleleri normal okuyuş hızımdan beklentime uygun düşecek şekilde daha yavaş okudum ben. Yoksa gerçekten altını çizip not alacağımı zannetmiyorum. Alıntılarda ki cümlelerde olduğu gibi Yusuf Atılgan bazen toplumdan bireye bazen de bireyden topluma mal ettiği çıkarımları aktarmayı seviyor. Bana göre de yazmasının amacı da bu. Kurguyu ikinci plana atmayı yeğliyor. Yazarın ikinci bir eksikliği-buna eksiklik değil kötü tarafı da diyebiliriz- dili. Bazen uzun ve hiç anlaşılmayan bir cümle kuruyor bazen de cümlelerinde yarım kalmışlık hissi veren bir cümle kısalığı var. Anayurt Otelinde bu çok daha belirgin. Okumamı zorlaştıran unsurların başında bu geliyordu. Aylak Adam da bu azalmış gözükse de (belki ben diline alıştım, yeterince fark etmedim) yine mevcut. Sonucunda okuyanı rahatsız eden, kitabın çabuk bitmesini dileten bir şey bu. Kısa keseyim, yeterince uzattım :) Kurgunun vasatlığı ve okuyuca bir şey kazandırmayan(ders çıkarılacak bir olay yok nihayetinde) yönü açısından size katılıyorum. Ancak içinde hem birey hem de toplum için birden fazla açı ve konu bakımından yapılan tahlillerde ve fikir dünyasında, hepsine katılmasam da benim için bir başyapıtta olması gereken unsurlar mevcut. Eğer kitaptan daha fazla alıntı isterseniz paylaşabilirim :)
MaGeLLaN okurunun profil resmi
Kitaptan aldığınız kazanımları banada aktardığınız için çok teşekkür ederim.Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine Hikayeler'i okuyacağım.kesinlikle Yusuf Atılgan'ı eleştirmek değildi maksadım,okuduğum ilk kitabı ve ister istemez bazı kıyaslamalar yaptım.Ama bu kitap bana çekici gelmedi.Tekrar teşekkür ederim.Ellerinize,düşüncelerinize sağlık.
Hüzzam okurunun profil resmi
Ahahah, okuduğum en sevimli isyandı. Bakalım ben de okuyacağım bunu anlarsam anlatırım.
Dolunay Hamurcu okurunun profil resmi
Kesinlikle sana katılıyorum. Okuyarak zaman kaybettiğimi düşündüğüm bir kitaptı. Bay C. İle pek empati yapamadım.
Prudens okurunun profil resmi
Yazık ya..Serbes kim,Günday kim ?Yeraltı edebiyatı ne ? Küfür katma önerisi de ne densizce.Biraz varoluş felsefesi okumanı öneririm.Psikolojiye yönelmeni,bir de edebiyata olgunca yaklaşmanı.Kitap eleştrisi böyle ele ayağa düşmemeli.Esefle okudum.
MaGeLLaN okurunun profil resmi
Genelde yorumlara yanıt yazmam,ancak siz Varoluş felsefesi okumuşsunuz,Psikoloji keza öyle,Edebiyata da bakıyorum çok olgunca yaklaşmayı biliyorsunuz ama ne yazık bana hakaret edene kadar keşke Fatih Karakaya gibi bir yorum yazma kabiliyetiniz ve terbiyeniz de olsaydı.İncelemede belirtildiği gibi her kitaptan herkesin alabileceği faklı,bu kitabı okuyan ve anladığını bana anlatan herkese teşekkürlerimi başından sunmuştum.Hoşçakalınız.
1 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.