Gönderi

779 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Yazdığı efsane romanlarda, roman karakterlerini oluştururken normalin üzerinde bir gayrete giren büyük usta Dostoyevski, bu romanında karakterlerini oluştururken öyle görünüyor ki öncekilerden daha çok gayret göstermiştir ve bunun sonucunda okur, roman karakterlerini (özellikle bayan karakterleri) ziyadesiyle somut olarak yaşıyor, bunu bu şekilde anlatabildim mi bilmiyorum, şöyle söyleyeyim; okur, romanı okurken karakterleri sanki yaşıyor... Sonra efendim, roman içerisinde hikayeye yön veren önemli olayları okur, olaylar gerçekleşirken değil de sonradan kurulan diyaloglardan öğreniyor yani okur çoğu olanlara birebir şahit olmuyor. Bu gerçekten sıradışı bir roman tekniği olsa da Dostoyevski'nin kaleminde oldukça şık durmuş. Hikâyemizin yufka yürekli kahramanı Prens için çoğu okur 'O bir budala değil, bir dahi' diye düşünse de romanın finalinde bence sorulması gereken soru 'yoksa gerçekten de budala mıymış' olmalıdır, bana soracak olursanız, aslında öyleymiş, yani öyle görünüyor... Bu inceleme yazısını, romanda General'in anlattığı bir hikayeyle haşır neşir olduğumuz Napolyon'un, küçük bir çocuğa yazdığı öğüt niteliğindeki pusulada yazan cümle ile bitiriyorum: ''Asla yalan söylemeyiniz, sevgili dostunuz Napolyon'' Keyifli okumalar...
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201224,9bin okunma
·
4 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.