Bak, bu mağaranın yapısı bir deniz kabuğunu andırıyor, görüyorsun, değil mi? Kulağının da bir deniz kabuğu yapısında olduğunu bilmiyor musun? Bilirsin, ama aklına gelmemiştir. (Kıyıdan bir deniz kabuğu alır.) Çocukluğunda böyle bir deniz kabuğunu kulağına koyup da kanının damarlarında uğuldayışını, düşüncelerinin beyninde vızıldayışını, vücudunun dokusunda bin bir yıpranmış ipliğin kopuşunu dinlediğin olmadı mı hiç? Bütün bu sesleri şu küçük kabukta duyarsın.