Gönderi

124 syf.
9/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
Bir Samuel Beckett oyunu. Yalnızlığı, hafızasızlığımızı, beklenti içinde geçen yaşamlarımızı absürd biçimde betimliyor. Godot belli bir şey ya da kişi değil o kesin. Herkes için başka bir şey olsa gerek godot. Yaşamsal algılarımıza göre farklı godotlarımız var. Ama giderek yanlızlaşmamız, toplumdan kopuşumuz, yaşamımızın kronolojisinden kopuşumuz.. bunlar hepimiz için ortak. Aslında bütün bunların nedeni de "godot"larımız. Basitliği kabul edemeyişimiz, tatmin olamayışımız. Godotsuz da edemiyoruz sonuçta. İnsan olmanın çıkmazı. Ölme gayretimizi bile elimizden alıyor godot. Godot'yu Beklerken oyununda iki arkadaşın sonu olmayan bekleyişini görürüz. Beklerler evet, bir godot vardır bir türlü gelmeyen, gitmek isterler gidemezler, bildikleri tek şey Godot'yu beklemeleri gerektiğidir.  Herkese göre değişir godot, kimin hayatının aşkıdır bekler, kiminin zengin ola hayalidir, bazıları ölümü bekler bazıları mutlu olmayı. Hep bir beklenti/bekleyiş içindeyiz öyle içinden çıkılmaz bir durumdur ki bu dışarıdan bakan bir göz hakikaten ne kadar saçma yaşadığımızı görecektir. -dip not- Kesin olmayan söylentilere göre de Godot Beckett'in postacısıdır. Evet, postacı. Beckett kendini inzivaya çekmiştir, adam Nobel'i kazanıp almaya bile gitmiyor, varın gerisini siz düşünün. Ücra bir köyde, evinde çalışırken adı godot olan postacısını beklermiş, çünkü godot onun dış dünyayla tek temasıymış... Zorlu kış şartları, kapanan yollar derken gelemezmiş bir türlü godot, onun gelemeyişi de yazarın dış dünyayla ilgili hiç bir haber alamamasıyla sonuçlanırmış. Keyifli okumalar...
Godot'yu Beklerken
Godot'yu BeklerkenSamuel Beckett · Kabalcı Yayınevi · 20007,9bin okunma
··
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.