Gönderi

-Edebiyatla ilk ilgilenmeniz nasıl oldu?
-"Bu çok uzun bir konudur. Pittsburgh Üniversitesi armağanını alırken, biraz değindiğim gibi, anaokuluna gittiğim sıralarda başlar bu değinmem. Evimizde çok çocuk olduğu için, hepsi de okula gittiği için, annem de ikide bir , “Benim kitabetim iyidir” diye öğündüğü için, hele evde Kadirî mezhebinde olan, Yunus Emre’yi ve başka Derviş ozanları ezbere bilen bir büyükanne olduğu için, babamın da müzikle, şiirle, besteyle ve birçok dildeki bir yığın kitapla uğraşır olduğunu gördüğüm için, edebiyatı da, bir eşya gibi tanıdım. Bu şiir havası evde hepimizin içinde bulunduğu bir yaşamaydı. Benim anılarıma göre evde şiir yazmayan yoktu. Hiç unutmam, ikinci sınıftaydım. Bir gece yine akşam kuruluşuna geçmiştik. Akşam kuruluşu şöyleydi: Yemek bittikten sonra, biz ellerimizi yıkarken, annem masanın örtüsünü değiştirirdi. Biraz önce yemek masası olan masa, çalışma masası olurdu. Masanın uzunluğu üç metre, öbür iki köşesi 1,25 metre kadardı. Babamla annem, küçük kıyılarda otururlardı. Biz altı kardeş masanın büyük kıyılarına, üçer üçer otururduk. Babam gazetesini okurdu. Annem Sökükleri dikerdi, biz derslerimize çalışırdık. 1,5 saat sonra, 15 dakikalık bir dinlenme verilirdi. Bu dinlenmede, mevsime göre, ya bir yemiş yerdik, ya kestane, ya patlamış mısır, ya da buna benzer bir şey. Sonra yeniden ikinci evre başlardı. On ikiye doğru yatardık. İşte o gecelerden birinde Kayseri’de ikinci sınıfa giden ben, okulda yazdığım şiiri, hemen yanımda oturan küçük ablama uzatmıştım. Babamın görmediğini sanıyordum. Ablam okudu, dirseğiyle bana “Ne güzel!” gibilerinden dokundu. Birdenbire, babam elini bir ak kartal gibi uzatarak, defterimi ablamın önünden aldı. Okudu şiirimi. Altına şu iki dizeyi yazarak bana verdi: “Bakıyorum kuşlar konmuş hem o dala hem bu dala Ders çalışmaz şiir yazar iki kardeş budala.” (...)
Sayfa 10 - Sayfa numarası kitaptaki "Kutluk'un evindeki konuşma" bölümüne aittir.Kitabı okudu
·
11 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.