Gönderi

400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
"Roman içinde roman.", Kaan Murat Yanık'ın çok sevdiğim tarzını bir cümle ile anlatmam gerekirse bunu söylerim. Keşke daha uzun yazsaymış doymadım çünkü. İnanılmaz derecede akıcı bir kitap okurken bi bakmışsınız sayfalar akmış, sonlara doğru bitmesin diye kendimi sayfalardan zorla ayırmak zorunda kaldim. 3 bölümden oluşan roman Bünyamın-Zencefil, Gülbadem-Zencefil, Bünyamin-Zencefil şeklinde ilerleyip son buluyor. Bünyamin yaşadığı bir takım sıkıntılar, buhranlar sonrası, yazmaya çalıştığı romanı için kendisine kaçacak bir liman ararken ,kaderin çağırması belki de, ilk tren nereye gidiyorsa oraya gider. "Beyaz topaklar saçlarımı boyadıkça, beynimde dönüp duran kuduz kelebeklerde bu durumdan ilham alarak tüm tozlarını döküyordu. Elimde pastel turuncu, dikişleri patlamak üzere olan valizimde, başka, uzak bir şehirde yeniden diriltmek umuduyla taşıdığım ölüler vardı. Belki de on parçaya ayrılmış kendimi taşıyordum." Tanıştığı " Kaz Kraliçesi" teyze ile hem hayatı hem de romanı çok büyük değişime uğrayacaktı. Gülbadem ve Zencefil ile tanıştığımız kısım romanın çekirdek kısmını olusturuyor, Hindistan'dan İstanbul'a uzanan bir yolculuk. "Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar, boştur boş! Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş! Şu durmadan kurulup dağılan evrende Bir nefestir alacağın, o da boştur boş!" İpek Böceği ile tanışmamızla "Turuncu Yağmurun Yağması" aynı zamana denk geliyor...
Uzakların Şarkısı
Uzakların ŞarkısıKaan Murat Yanık · Everest Yayınları · 20172,899 okunma
··
23 görüntüleme
S•