Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Biz ve Onlar
Hiç hak etmediği halde nedir bu içimizdeki paylaşımcılık isteği? Neden öğrenemeyiz bi türlü karşımızdakini olduğu gibi görmeyi? Nedir bizi onun ‘’aslında öyle değil’’ olduğu kanısına inandıran, sımsıkı bağlayan, hayaller kurduran sanrının temeli? Bak işte yine yapıyosun, her seferinde dönüp hatıralara bakıyosun. Kalkıp seni yapayalnız bıraktığı sandalyeyi,masayı düşman belliyosun. Film şeritleri kafanda durmadan dönüp seni nasıl mutlu ettiği anlara götürüyo, ihanet edercesine gururuna. Peki tamam biz kendimizi biliyoruz, inandık ve umudun peşinden gittik çünkü biz romantikler ya da idealistler ya da adına her ne derseniz diyin insan ilişkilerinin somut kurallarla asla belirlenemeyeceğini benimsemedik mi? Dedik ki içimizdeki sevginin kudreti her şeyin üstesinden gelebilir. Tatlı dilin yılanı deliğinden çıkardığı masalını kendimize şiar edinip ilmek ilmek dokuduk sevdalarımızı. Sonra noldu biliyo musunuz sayın romantikler? Evet siz, imkansızın peşinde imkansız diye bir şey olmadığına en az kendi mevcudiyetinden emin olduğu kadar inanan ve durmadan koşan varlıklar. O içindeki çocuğu en son saklambaç oynadığı yerde unutmuş olan, kalbi sigara içmekten bıyıkları ve elleri sararan amca kadar yorgun ve bir buz dağı kadar soğukgiller, hani ne sevmeye ne de sevilmeye cesareti olmayanlar var ya şimdilerde kendilerine ‘’ ne alakası var ben sadece realist düşünüyorum’’ diyenler sizin dokuduğunuz o ilmekleri ateşe vermekten, düğüm yerlerinden sökmekten ya da kalplerinin soğukluğuyla o bütünü dondurarak çürütmekten hiç gocunmazlar. Sizin ilke bellediğiniz ‘birinin kalbinin kırmaktan çok korkmak’ onlar için zayıflıktır, önlem almadır,güçlü olmadır. O yüzden kendinizi tanıdığınız kadar, onları da tanıyın ve inanmayın kafanızda kurduğunuz yeni kişiliklere. Onun kişiliği bu işte. Üzülme ama umudunu da yitirme çünkü dünya yine de üç beş romantiğin hatrına dönüyor.
··
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.