Öteden beri cinayet, cinayet sebebi, olay yeri, kriminal incelemeler, cezaevleri, suçlu ve psikolojisi, katillerin hayatları ve tabiki dedektiflik ve polisiye kitapları dikkatimi çekmiştir. Ancak şunu da demeliyim ki içinde çok kan, cinsel içerik geçen kitapları okuyamam. Yani kast ettiğim Amerika polisiyesi. Benim kastettiğim işin daha bilimsel, psikolojik ve sosyolojik yönü. Asıl ilgimi çeken nokta zeka içeren durumlar. Dehşet içeren değil. Velhasıl kitabı aldım. İçeriği yıllardır İstanbul cinayet büro amirliği yapmış komiser ile ona ; Neden öldürüyoruz? Katil olay yerine döner mi? Polise nasıl ifade verilir? Cinayetten paçayı sıyırmak mümkün mü? gibi merak edilen sorular ve cevaplar. Ama belirtelim ki soru ve cevaplar ciddi bir röportaj tarzında değil, gayet doğal bir şekilde sohbet tadında. Cevaplar içine komiser Mesut hatırladığı ve unutamadığı birbirinden dehşet yaşadığı olay yerlerini anlatıyor. İlk bölüm diyebileceğimiz bu bölümden sonra kitap, yazarların ikisi birlikte, eski bir komiserin emekli olduktan sonra açtığı, emekli ve faal cinayet büro dedektiflerinin uğrak yeri olan kahvehaneye gitmeleri, oradaki eski polis memurlarından birbirinden ilginç olayları dinlemesiyle devam ediyor. Türkiye'de ki ilk DNA testi yaparak katili bulan dedektifin hikayesi akabinde kitap, son bölümde cezaevinde 17 yıl yattıktan sonra Rahşan affıyla çıkmış, eski bir katil olan Fotin dayı'nın aşırı dramatik hayat hikayesine konuk oluyor. Bu mevzuya ilgisi olanlar okuyabilir. İçinde "yaşanmış" dehşet olaylar var. İbret açısından önemli. Herşeye şükretmeliyiz. Akıl sağlığımıza, merhametimize, insan sevgimize. Bizi ele geçirmeyen egomuza, nazik olduğumuza. Herşeye. Bu kadar katil psikolojisi ile ilgili okuduğum kitaplara rağmen, onları anlamıyorum, anlamayacağım. Bu canilikten başka bir şey değildir. Ve kısasta hayat vardır. O yüzden katiller, öldürülsün!

Hepimiz KatilizOnur Akhan · Doğan Kitap · 201680 okunma

11 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

N. E. A.