Gönderi

Got a one-way ticket to the blues, woh, woh ... Şarkı söylemek isteyen keyfince söylesin. Aslında, eline tek gidiş­lik bilet tutuşturulmuş bir insan, pek öyle kolay kolay gönlünce şar­kı söyleyemez. Elinde tek gidiş biletinden başka bir şey olmayan in­san türü, ayakkabısının topuğu çakıllara bastığında çıkan sesten bi­le ürkecek kadar diken üstündedir. Artık daha fazla yürümeye niyeti yoktur. Canı gidiş-dönüş bileti için ağıt yakmak ister aslında. Tek yön bileti, dün ve bugün, bugün ve yarın arasındaki bağın koptuğu, paramparça olmuş bir yaşamdır. Öylesine yırtık pırtık olmuş bir tek yön bileti için ağıt yakabilen/er, bir zamanlar gidiş-dönüş biletini sımsıkı yakalamış olan insanlarla sınırlıdır. İşte o yüzden de, biletin dönüş için olan yarısını kaybetmemek, çaldırmamak için neredeyse histeri telaşıyla hisse senetleri alır, hayat sigortası yaptırır, sendikay­la amirleri arasında ikiyüzlüce oynarlar. Banyo oluklarından, tuvaletin deliğinden yükselen tek yön biletlilerin yardım isteyen çığlıkla­rından bıkar, kulak tıkamak için televizyonu sesini iyice açarak izler, tek gidiş bileti için gönül rahatlığıyla ağıt yakabilirler: Kapatılan in­sanın şarkısı, çift yönlü bilet için ağıt bile olsa, hiç kuşkuya kapıl­mazlar.
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.