Gönderi

Meddar
Aslen Urfalıyım dedi beg, Şıh Ömer köyünden, Meddar Halilin ortancasıyım, Anamı tanımam bile, Bacım anlatırdı; Bi uzun, bı uzun saçları varmış, Beni doğururken ölmüş garip, Çocukken hayvan otlatmaya gittiğimde, Şimdi, şimdi kaçağa giderken uğrar, İki elham okurum başında, Helallik isterim, Verir mi vermez mi bilmem yinede, Malüm kötü iş kaçak. Babamın lakabıdır Meddar, Yani yok, yoksul demek bizim Urfa”da, Mayına gitmiş sağ bacak, Kolunu ise bir kaya dibinde yılan sokmuş, Bi pusu günü, Kesmişler ta omuzdan, O haliyle anasız büyütmüş bizi, Yok, beg, yok evlenmedi, Sevmiş anamı, sevmiş ki öyle böyle değil, Yine bi kaçağa giderken, Sordum ,baba, baba sen neye gelmezsin ki, Yumdu gözlerini, sakal kaplamış yüzünü dikti, Dağlar arasından henüz doğmakta olan güneşe, Ey oğul dedi, Siz ananızı orada gömülü bilirsiniz he, Oysa ananız benim ta buramda, Aha ta yüregimde gömülü, Babama ne desem beg, Ne desem ki. Derler ki kaçak kaderdir buraların, Yok, beg inan yok, aslı cahillik, Bi de alışkanlık, Dedem askermiş, on dört yıl, Balkanlardan tut ta, Galiçya, Bingazi, Trablusgarp, Cepheden cepheye, En son Çanakkale de etmiş harp, Mezarı bile yokmuş, Babama bi de bu dokunur, Döner yüzünü dağlara, sıkar tek kalan yumruğunu, Ben şehit oğluyum ula, Ben şehit oğluyum, Bu sınırlara düşman girmesin diye can vermiş, Bir şehit babanın oğluyum, Yaptığım işe bak, Ne kol kaldı ne bacak, Bu nasıl kader oğul, Bu nasıl kader ki; Şu Urfa ovası uzar gider bek, Kerpiç evlerin, Yaban otlar biter damlarında, Yılanlar sarmaş dolaş kaya diplerinde, Ne çok yılan hikayesi anlatırdı nenem, Gece indiğinde, Gece sinsi, gece yılan bakışlı ejder, Sevmek mi beg, Sevmek yani, Kadir İnanır Türkan Şoray gibi mi? Yok, bek, yok Buralarda Erol Taş”lar kol gezer, Adamı, ya Allahın belası bir yılan sokar, Ya mayında kolun bacağın kopar, Sevmeyi erteledik biz, Rüyasında ölüm görenleriz, Mayınlar patlar bir sevda uykusuna yatsak, Hayallerimizin orta yerinden kurşun yeriz Buraların sinemalarında seven kavuşmaz beg, Dor at sevdik, it sevdik çomar, Silah sevdik, Sıra gecesinde anlatmıştı Seyit ağa, Vakti zamanında hükümdarın biri, İnsanları atarmış ataşa diri, diri Ve anlatırdı uzun, uzun İbrahim peygamberi Yani derdi bu topraklardan Nemrut ta çıkmış İbrahim”de, Duam o ki derdi; Nemrutlar kurusun daha doğmadan rahimde, Sonra hep bir ağızdan, “Urfa”nın etrafı dumanlı dağlar”, Ne güzel bir türküdür bilir misin beg, Urfa güzeldir, Urfalılar kadar güzeldir beg. Uzun havalar, ah o uzun havalar, Bağrı yanıkların uzattıkça uzattığı, Uzun uzadıya zamanlarında akşamların Zaman öldürürüz, Zamansız zamanların çocuklarıyız biz beg, Kaya diplerinde kaçak bekler, Hayallerimizi kitleriz, Emniyete alınmış tetikler gibiyiz, Bi gelir aklımıza Nagehanlar bi gider, Esmalar, Seherler, Korkularımızın seherinde uyur, Kör karanlığında gecelerin yola düşeriz, İşte bundandır beg, Şimdi bu mapus damında akşamları uyku tutmaz beni, Kaçaklarında gezinir dururum voltalarımın, Aklımın firarlarındadır Nagehan, Yanaşsam sınırlarına sevdanın, Mayınlar patlar biliyorum bir bir, Mayınlar patlar beg.
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.