GÜNÜBİRLİK ŞİİR
Zihnimin kuşları yenildi sana
İyi de oldu, bakma!
Bu yoklukta, yoksunlukta
Naçar haritaların çizildiği
Mesnetsiz günlerde
Gel gör ki, kendime düştüm
Kayayı zorladı gelincikler
An aşırı, yunuslar gördüm
Dört yapraklı yonca tarlasına çıktı yolum
İnan bu kez şaşırmadım
Beti benzi sararmış çocukların
Yanakları allandı
Kapana kapılmadan dolandı Arap bülbülleri
Ay iki kez tutuldu; tuhaf
Dört kadeh rakı içtim-devrilmedim-devindim
Sevdiğim adamlar mahpusluktan kurtuldu
Ekmek ucuzladı, inanmazsın
Cebimdeki para yetti, misal
Ki, dilediğime harcadım
Bol salçalı ekmek yedim okul kantininden
Ve bu kez azarlamadı beni annem
Babam aradı durup dururken
Buluşup göbeğine sarıldım
Kapıma doluşan kedilere mama verdim
Yemediler!
Bana sarıldılar, beni özlediler
Düğün alayı seyrettim mahalleden
Bir kez de değil hem ve
Kadınlar yaşmaklarını doladı bellerine
Saçları uzadı, gürül gürül rüzgârda
Herkesin gözü gönlü açıldı, saçaklandı
Deve yüküyle taşınan çeyizler
Karıncaları ezmeden yerleştirildiler
Kimse ölmedi bugün, ölmedi kimse
Canım hiç acımadı dün
İçim yoklanmadı, aklım dürtülmedi
Tadım kaçmadı, bileğim incinmedi
Tenim kabarmadı, gözlerim kapanmadı
Yabancılaşmadım etrafa
Sere serpe uzandım ova boyuna
Gökyüzü geçti içimden
Gör bak; bulutlanmadım
Yasağı kalktı kırmızı tramvayların
Vatmanlar bayram etti,
Raylar gıcırdadı, yüksünmedi şehir
Onlarca ışık saldım havaya
Yıldızsız gece aydınlandı -tamam belki bir anlığına-
<Bir an> ne de değerli!
Sevmek ne ederli
Say ki hayat, hiç olmadığı gibi
Hüzünlerin de bir durağı olmalı
-durmalı-
Ey benim günübirlik hüzünsüz şiirim!