Gönderi

108 syf.
10/10 puan verdi
Toplasak bir elin parmak sayısından az diyalogları, tasvir ve tahlilleriyle gönlüme tahtını kuran bir kitaptan söz etmeli artık. Nedim Gürsel, henüz kitaplarını okumadığım, kitapçıda sürekli kitaplarıyla göz göze geldiğim, araştırmalarıma göre kültür birikimine sahip bir yazar. Şimdiye kadar birçok eser yazmış. İlk Kadın kitabı, onun kaleminden okuduğum ilk kitap olsa da eminim ki diğer eserleri de Gürsel imzasının hakkını veriyordur. İlk Kadın deyince akla neler gelebilir? Bir düşünelim mi? Tabi bu kitabı okumadan evvel zihninizde canlandırdığınız tüm cevapların bir içsel sebebi ve tutkusu vardır. Ben, bu tutkuyu İlk Kadın'ı okumamın ardından tepetaklak ederek dört bir yana savurdum. Adına bakınca akla bir kadın gelse de kitaptaki ilk kadın İstanbul... Her ne kadar İstanbul arka planında nevrotik şahsın annesi, sevdiği kadın ve sokaktaki bir kadını dile getirmesi olsa da ben daima İstanbul'un kadınlığını okudum bu eserde. Peki, bir şehre aşık olsanız hangi şehir olurdu bu kent? Benim bir cevabım henüz olmasa da Nedim Gürsel, içindeki İstanbul aşkını dört dörtlük bir tabloyla dile getiriyor kitapta. Tepebaşı'nı, Kasımpaşa'yı, Haliç'i... Ve her noktasını... Ve şehrin geçmişini kabullenip aşık olunan kadın imgesine yerleştirerek geleceğine taşıyan bir yazar. Onun İstanbul'a olan aşkını kitaptaki nevrozumuzun dünyasına yansıtılmasını ve ön planda olan anne, sevgili ve öteki kadın imajını psikolojik travmasında ele veriyor. Ben bu kitapta en çok, henüz her yerini gezmediğim İstanbul'u, tahlillerini, nevrozumuzun iç bunalımlarını, kadın imgesine verilen manaları sevdim. Ben en güzel, kitabın son sayfalarındaki son dakika golünü sevdim. Bırakın diyaloglar olmasın bir kitapta. Sadece içinde sürüklendiğimiz betimlemeler olsun yeter...
İlk Kadın
İlk KadınNedim Gürsel · Doğan Kitap · 200422 okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.