Dur! Durma! Ardındaki kuduz itler, die dir auf den Fersen sind, yetişebilirler sana. Ensende hissetmek onların soluğunu: Kimi zaman her şeyden tiksiniyorsun, her şeyi olduğu gibi bırakmak ve kaçıp gitmek istiyorsun uzaklara. İnsanlar canını sıkıyor, sevgileriyle, sevgisizlikleriyle seni boğuyorlar. Bozuk plak gibi kendisini yineleyip duruyor yaşam. Bütün bildiklerini unutmak ve yeniden başlamak istiyorsun yaşama: Depart au zero, start from scratch, tabula rasa. Ama ancak peri masallarında olur bu, sen ise kendi kabusunun içine hapsolmuşsun: Perfectly imprisoned in thine own chest. Bu göğsü yırtmaya bir bıçak gerek, büyük bir bıçak, keskin bir bıçak, ipekten bir kılıç:
A sordid sword, un triste sort dont tu ne te preoccupe pas. You can't be bothered about that, can you?