İhanete uğradığını düşünen bir kadın, evliliğini kurtarmaya çalışan bir adam ve bir ölüm. Bu üçlü arasında dönen olay örgüsünde hikayeyi kafası ve hisleri karışık olan kadın tarafından dinliyoruz. Bunu kağıda dökerek yapan karakter, hikaye boyunca 'Doktor bey'e sesleniyor. Fakat başından sonuna kadar hiç kanlı canlı karşımıza çıkmayan 'Doktor bey'in, biraz hayali bir karakter olarak havada asılı kaldığını düşünüyorum. Günlük tutar gibi ilerleyen hikaye, sanki o olmasaydı da aynı şekilde anlatılabilirdi ve aynı hissiyatı yaşatabilirdi! Bir ölüm (cinayet) olmasına rağmen -ki ben cinayet kelimesini okuduğumda hafiften bir dedektifçiliğe soyunmuştum- şaşırtmayan ve kurgunun kolay çözümlendiği bir son olmuş. Bu da açıkçası hissettiğim duygunun, beklentilerimin biraz altında kalmasına sebep oldu. Daha derin duygusal bir karmaşa isterdim açıkçası. Yazar sade bir anlatımı tercih etmiş; aile sıcaklığını da bölüm bölüm hissettirmeye çalışmış ki güzel de olmuş; renk katmış. Böylelikle 159 sayfalık bir kaç saatinizi ayırarak okuyabileceğiniz dinlendiren bir kitap ortaya çıkmış. Kalemine sağlık.
